Delilik
I
akşamları renkli bir camda dinliyorum alemi divanî motifler izliyorum yeşil yeşil kanayan sahipsiz telaşların beslediği acılarla kavrulmuş kûfî perdeler arkasında örüldükçe daha bir güzelleşiyor ihanetler kayboluyor ne varsa dünden kalan korkular sütle besliyor karanlıkları yeniden diriliyor zaman kelamı bilmeyen dilim aşk diyor hep neler dönüyor kalbimin yelken açtığı yerde? en ıssız vadilerde çoğalıyorum bir bebek görüyorum başucumda ağlayan en mahrem yerlerimde seher yeli titreyen yalnızlıklar altında örtüsüz sonra dalıp gidiyorum göz rengi sonsuzluğa bir ilkbahar geliyor ansızın bir de güz belli ki artık kendisi değildir dünya ruhuma bir diken batıyor, gülsüz yoksa Hallâc’ı öldüren fikir mi bu? Yunus’u diyar diyar gezdiren iksir eteğimde bin hüzün, hepsi de gürbüz niçin terk etti tahtını Ethem? anlayabilmiş değilim henüz ey fanilik kadehiyle nalan ve sarhoş ey yarınları dünde unutan gönül haydi hiç durmadan bağır büyülü maviliklere koşsana ey Ebabil, kırık kanatlarınla koş... ruhuma bir diken batıyor, gülsüz bir ilkbahar geliyor ansızın bir de güz II bazen kin kusuyorum mucitlere çıralı bir hayatı özlüyorum sığınağım gece, barınağım gündüz ve zaman dudak büküyor en onulmaz yaralara birer birer uçuşuyor renkler henüz keşfedilmemiş anılarda can bedenden ayrılıyor, gönülsüz kangren yüreğimde üşüten bir yangın sonra gölgesiz bir ışık sızıyor semadan, bir ışık ki ölümsüz hakikat sanılan ne varsa paralıyorum aklım yetimliğe gebe, hislerim öksüz ey vuslat kapısında avare duran hüzün ey ayrılık kadehini gözyaşıyla dolduran dilber yudumla ve seyret cemalini mezarlıklara kurulan evler gibisin bilirsin aynalarda büyür herşey korkular can bulur aynalarda ve aşk yeniden başlar ne sen varsın derim artık ne de ben nefsime patiskalar iner ruhuma sündüs çıralı bir hayatı özlüyorum sığınağım gece, barınağım gündüz III gölgelerle gün boyu boğuştukça insanlar aynalar hâlâ dost görünüyorlarsa yüze söylesene Hızır, gözüme dikilmiş gözler kimin? deli miyim yoksa delirecek miyim? ben de bilmek isterim ağaçların namelerini kuşların mektuplarında ne var? bazıları neden kanatsız uçar? ve nasıl bir şeydir ağlarken gülmek elimde güneş renkli bir kızıl hançer ruhuma kan damlar şafakta yorgun düşlerim durgun sularda sonsuz bulutsuz bir yağmur ıslatır gözlerimi işte kurşuni gerçek işte ağlayışlar kusan o mecnun sükut ve işte… bırak şair, mısralar başka bahara kalsın varsın üşüsün sabaha dek zemheri bir küçük pencerede zeka vuslat türküleri yaksın ayrılık üstüne söylesene Hızır, gözüme dikilmiş gözler kimin deli miyim yoksa delirecek miyim? (Tarihsiz) |