Ey Benim Geçip Giden Ömrüm
Ey benim geçip giden ömrüm,
Hangi baharın sabahında doğdun da, hangi akşamın hüznünde kayboldun? Zamanın ellerinde büyüyen bir yaprak gibi, yeşerip solduğun günleri unutur musun? Daha yeni başlayan şarkıları yarım bırakıp, vedalarla sustuğun o anları hatırlar mısın? Ey benim dertle yoğrulan yüreğim, Hangi kışın ayazında titreyip de kırıldın? Kaç mevsimi düşlerinde tükettin de ellerin boş kaldı? Kaç gece yıldızlara fısıldadın da sessizliği dost bildin? Bilir misin, ömür dediğin bir nehir gibi akar, Ve biz, yalnızca izleriz onu bir rüya misali. Tutmaya kalksak, avuçlarımızdan kayıp gider; Kaçsak da, gölgemiz gibi peşimizden gelir. Ey benim geçip giden ömrüm, Hangi yolda tökezledin de duraksadın? Hangi sevdayı özledin de geri dönemedin? Biten günlerin ardından baktığın o sessiz akşamlar, Kim bilir hangi hayali saklar? Ve şimdi, bir avuç hatıra kaldı ellerimde. Biraz gülüş, biraz gözyaşı, biraz da hüzün. Hepsi senin eserin, ey benim geçip giden ömrüm, Geri dön desem, döner misin? Yoksa yine susar mısın? |