her ihanet intihardır geceye
lanet çeker sabır taşı
tespihler kırk bini vurur
yüreğimde(n) kanatlanır hasret doğuran sabah
ölümü taşır tiryaki raflarında aklın
işkenceler çözer kalbimin surlarını
artık tamamdır yarım kalan ne varsa…
susarım
ve sen yine gidersin
dara çekilmiş renkler bırakırsın geride
mehtabı sürgün ettiğinden beridir avuçlarından
ikiz sevdalar büyütürsün boş saksılarda
çığlık çığlık
aslında her saksı intihardır çiçeğe
döl veren matem
gavur ayrılık

beynimde ecinni tayfası
kimi secde makamında kimisi fal
Telafer’de ağlasam ne çıkar?
ne çıkar su düşse vuslatın gölgesine?
şarap renkli bakışlar
kıvırcık bel
misket kadar susturur mu gerçeği
demli ezgiler
öyle ya… senli her türkü intihardır maziye
teşbihler kabus
telmihler mavzer…

incir ağacı kadar gamlıyım bugün
duvar yazıları kadar sıkılgan
yağmurlu düşler kurarım tütün renkli
belki de o yüzdendir yüreğimdeki nem
ağır roller biçerim kıraç topraklara
parmaklarım iksir arar
tırnaklarımda kan
bilirim her dokunuş intihardır güzele
kaybolan titreyiş
ağlayan duman

neden sessizce büyür diken üstü arzular?
kitaplar budala
şiirler sersem
daha yarılmadı mı sular?
Yusuf’un gömleği nerde?
Uygur
Kerkük
bırak mı diyorsun?
Cibril sussun mu diyorsun, çalsın totem havası
yüz can yüz bine tamamlansın isterse…
fe eyne tezhebûn *
sus! her yemin intihardır dudağa
hayaller mahpus
buseler kurşun

2009



*’nereye gidiyorsun? ’ ya da ’bu gidiş nereye? ’ KK. 81/26.