ÇEKYATNe lüzumsuz şeyler vardır evlerde, Alınmış zamanında. Sen sanırsın sırası gelir kullanılır, Biriktirilir başta. Sonra eski gülüşler, gümüş takımlar, Tükenmiş tükenmezler, dolu bohça... Bir his, ağzını açtığında Atardın yoksa! Kâğıt parçalarına düşürülmüş notlar; Yarım, yaralı birkaç dize... Dergiler, gazeteler, kitaplar... Açsan küf vurur genze. Bekler uykusuz geceleri rafta, Sükûtu evleri kaplar. Anlaşılır yüklük zamanla kendin dahi, Yer bulunmaz koymaya, yersiz; Düşlesen de bir koy, ada... Yıkansın gölgesinde son demi, Her tarafı ayrılık yarası gemi; Uğultusu dinmiş tenha bir suda. Heyhat! Ömrün çekyat! Zaten biriktirdiklerin, Bunca, lüzumsuz öteberi! Sen iyisi mi, Kaldır ve koy içine düşlerini. Sana yetecek yer, Sandıklı divan! Gidene kadar, Çek, yat! |