sahra
Sakalları beyazlamış harflerimle yaziyorum sana sahra
Kelimelerimin ayağı kayıp düşersem, sakın darılma Rūyamda önce buzdan ūlkeler gõrdūm Sonra, tuzdan şehirler Gűneşi sırtıma yüklemiş giderken, uyandım sabaha Kahır taşıyan trenlerdeki ayrılık vagonlarina benzettim gözlerini Bakışlarını, kűrtaj olmak úzere olan bir čocuģa Hayallerinin yūzūnű yıkamayı unutmuş Yaşlı bir adam gibi, yalnızlık Ölūm; iliklerine kadar işlemiş Akiyor ılık, ılık Bu kaçıncı deve? kaçıncı kervan? Būtūn saraylar kumdan sahra Sanki, bűtűn yıldızlar boncuktan Dűnya helvadan, Zaman ah zaman ! yedikce doymuyor ômrúmù Bu nasıl kehanet? Devenin sırtında koca bir hòrgúć Pireye bûyùk ihanet Hangi mevsimin katili bulunmuş ki ? Şeytan elini kolunu sallaya sallaya geziyor Şu aşk dedikleri şey sahra İkímíze nede cok benziyor Ikimizde sevdik eylűlű Geriye kaldı onbir ay Ben bulutlara bakıyorum sahra Sende, yıldızları say... |
Şeytan elini kolunu sallaya sallaya geziyor
Şu aşk dedikleri şey sahra
İkímíze nede cok benziyor
Ikimizde sevdik eylűlű
Geriye kaldı onbir ay
Ben bulutlara bakıyorum sahra
Sende, yıldızları say...
Mükemmeldi anlatım severek okudum yüreği kalemi selamlıyorum
Kalemin susmasın;Selamlar