Herkes kendi yarasını alıp çekilir şarktan
...
tatvan a giden vapurla yıkandı yüzüm geç ulaşan hep hep zincirli ve köstekli bir saat uzanıp iki boşluk arasından koparılan nar edremit te alma bir yanağı bal öteki solgun biraz ey suların çavlanı turna kanadı sersemleten ayaz buğday hasadı kışa ayaklan kıştır bodur boylu adamların kuruyan avuçları göle dal yaz geçsin göle dal müge dallarından bir uzun geçit kur göle dal ben yıkmadım yüzümü yıkadım biçilmiş tarladan geçti hışırtısı ayaklarının kışa ayaklan var yaza yaslan oyuna kaldırmışlar uzun bir yazı üveyiktir evet üvey kardeşi* sanrıların ustam, düşmanım, kahrım durma şu çakıldan şu dağa atlayalım ereğin sırtında bir türkü kamalı, savatlı uzun bir türkü yıkasın durmasın bizi bulut bulmaktan gelir epey sahipsiz bulutuz. bulunduk ve mutlaka şehladır şairlerin bir gözü biz dağlara inanalım dağlara söylenmiş olana bakraca, tütüne tandırların harlanmış ağzına inanalım duvarına bağlama ve kutsal kitabı yan yana asana akışı duraksız şamranı durgun bilir iyi bakmayan ona kendi yarasını alıp çekilsin herkes yumuşak vadili ve sert eğimli yardan yar’adan! gül yağı dağıtan şarktan şarka ... |
duvarına bağlama ve kutsal kitabı yan yana asana
akışı duraksız şamranı durgun bilir iyi bakmayan
ona
kendi yarasını alıp çekilsin herkes
yumuşak vadili ve sert eğimli yardan
yar’adan!
gül yağı dağıtan şarktan şarka
Ustacaydı
K U T L U Y O R U M
-----------------------------------------Yüreğin kalemin var olsun;Selamlar