BilesinEyy! Benim suretimden düşen âhmâk halim; Neydi bu gidişinin sebebi Vicdanina yaslanarak soruyorum? Ellerin avuçlarımdan kaybolurken Sözler vermiştik birbirimize. Hani toprak avuçlarımızda koruyacaktı? Ayrılık anılmayacaktı dudaklarımızda Hani hiç bir sevda kandırmayacaktı bizi? Hani ölüm bir tek Allah’ tan gelecekti? Bu gidiş hayra yorulmaz bilesin! Sabahın ûveyi göç ederken gözlerimden Soylesene adını alnıma yazdığım; Kaderime keder diye kabullenişim Sen hangi Cehennemi terkettin ellerinde? Sana yanmaya meyilliyken bakışlarım. Usul usul kıyamet kopuyor alnımın secdesinde Niyetsiz bir dûâ’nın âmînînde konaklarken Gidişinin sıratında tökezler parmak uçlarım bilesin! Âşkının nârâsınâ canımı biçtiğim; Sordun mu şêhâdet ederken diline " Daha kaç kez gitmeli " diye. Oysa beli kırılası bir günâhın Tövbesinde sayıkladığım iyi niyetimdin. Sağım da sabahlayan melekler şahidimdir Gûnâhıma ortaklık ediyor gidişlerin bilesin. Kêrbêlâ boşluğu dizlerimin bağ sancısında Yetim boynumun yürek acısında Kellemi şeytana satar gibi Azrail’den ölümü dilenir gibi Son kez yumuyorum gözlerimi yokluğuna. Hemde t a p a r c a s ı n a. Eyy! Benim kaderini Yûsûf’a benzettiğim; Sana harf harf şiir olmaktansa Kefensiz ölmeye yêmin ettim bilesin!... |