Utandım
Utançlarım, ardı sıra dizildi,
Bu anlamsız sıralardan utandım. Itin izi, kurt izine karıştı Ak boyanmış karalardan utandım. Utandım ben dürüst gibi görünen, Değerlerin maskesine bürünen, Yalanların çukurunda sürünen ’Fakat’lardan, "zira’lardan utandım. Sözleriyle düşmanları güldüren, Düşmanlardan daha fazla saldıran, Sıkışınca had ve hudut bildiren Çığlıklardan, naralardan utandım. Sanma sakın her bir söze kanarım. Tebessümü senelerce anarım. Ben de işte bu halime yanarım. Sahtekardan, safralardan utandım. Ne ahbaplık ne de dostluk arama! Yaralanır, tuz basarım yarama. Her sahada ona gerek var ama Huzur bozan paralardan utandım. Derman dedim istedikçe dert çıktı, Sekiz aldım eve geldim dört çıktı. Kalanlardan çürük çıktı kurt çıktı Pazarlardan, seralardan utandım. Normalleşti, kuralsızlık yol oldu, Akrabalar uzaklaştı el oldu. Son günlerde bizlere bir hal oldu Kanunlardan, törelerden utandım. Ağam, beğim, bu ne haldir üstadım? Omuzuna hep başımı yastadım. “Gideyim de kurtulayım” istedim Yeter artık, buralardan utandım! Tayyar Yıldırım |