BİR ÇAY LEYDİM
Çay içelim mi leydim?
Mehtaplı bir geceyi andıran gözlerine bakmayacağım inan ki. Ellerim yanaklarını ısıtmayacak nisanın yirmibirinde. Sesini dinlerken yan tarafa bakacağım söz veriyorum. Seni özlediğimi anlatan kelimeler, Dudaklarımı çatlatan bir zahra çölü. Nemi kayboluyorum dudaklarımın, Sensizliğin kör güneşinde. Lakin leydim; Seni özlediğimi söyleyemeceğim. Cümlelerim sarılmayacak boynuna. Kelimelerim öpmeyecek dudaklarını Ve, Şiirim içine çekmeyecek kokunu. Geç kalınmış bir sevdayı, Yüzüne okkalı bir tokat gibi vurmayacağım. Otur bir çay daha içelim leydim; Sana anlatmak istediğim koca bir sevda var da; Kelimelerin hepsi boğazımda düğüm düğüm. Seni sevme hevesim; Yüreğimde takılı kaldı, Bir kanca misali. Bak şu şiirin manzarasına, Bak şu özlemin resmine leydim. Ne görüyorsun ? Ne görebilirsin ki kıçı kırık birkaç cümleden başka. Lakin ben seni görüyorum bayan. Bak görüyorsun, Sesini özleyen yüreğimin, Arka sokakta özgürlüğüne düşkün bir köle tarafından Acımasızca parçalanışını. Ah be leydim biliyor musun? Beni kimse senin kadar sevmedi. Bazen yürünce, Adın düşüyor dudaklarımdan. Seni soruyor arkadaşlarım. Kimseye söylemiyorum varlığını. Gizli gizli yüreğimde buluştuğumuzu bilmesinler çünkü. Öğrenilerse eğer ; Vay yüreğimin haline. Ah be leydim ! Yüreğimi kimse senin kadar sevmedi. Biliyorum leydim; Bir pazartesi günü; Akşama dem vurunca afitabın serüveni Eli ayağı birbirine dolanınca dünyanın, Telefonun çalacak. Sandalyeni geriye çekip ayağa kalkacaksın ansızın. Gideceksin bir daha gözlerime gözükmeyerek. Sen gidince yağmurlar yağacak ardından. Laleler ıslanacak bulutun gözyaşlarıyla. Neyse leydim, Seni çok özlediysem de, Sana bunu söylemeyeceğim. Birgün beni özlersen eğer leydim; Sevgimi niyet edip oruç tut. Seni cennetin reyyân kapısının önünde Sevdam ile bekliyor olacağım. |
şiirin hiç susmasın dostum.
Sevgilerimle.