kimliksiz herhangi biriyim gözlerinin o kalabalık şehrinde
toplu konutlar için yıkımına başlanmış anılar gibi biraz
biraz da kubbeli ve yüksek sesli cümlelerden kaçarak
kıyısından seyrediyorum ömrüne iliştirdiğim kafiyeleri..
her düş gibi bir yerlerde nefessiz kalmanın acısı
ve gerçeğin o ağır baskısıyla yeniden ekrana dönmenin
kesici yanlarını sağıyorum yaşamın vitrininden..

sinema solanları klüpler ve tüm kapalı mekanlardan
uğultulu bir öyküye açılan kapılar gibi daha çok
ve gıcırtısı pek de umursanmayan sözler bırakarak sana
döküyorum bu ömrü şiirin deltasından..

düşlerden ve anılardan artırılmış şu metal günlerin alaşımıyla
geçmişinden farklı özellikler taşıyan yeni bir gün elde ederek
veli efendiden şirinyer hipodromuna sürülmüş atlar gibi
o kibar ve sentetik pistten sonra kaba kuma uyum sağlayamayan
ve bütün kuponları alaşağı etmiş safkan bir hüznü arşivliyorum şimdi.

sonra hayat basıyor ağırlığını uzun yıkımlarıyla..

tüm resmi tutanaklarda yangın diye geçiyor adım
çocukların gözlerinde tutuşturulmuş bir dünyaya açılıyor kapılar
küllenmiş oyun bahçeleri - dar ağaçlarına kurulmuş salıncaklar
ve asmalarından kan damlayan bağlar bahçeler..

gündemi değiştirmek için yüreği bandajlı spikerler arıyorum
ve dudağının kenarına zoraki bir tebessüm kondurulmuş
balmumundan insanlar..

böylece her şey daha güzel ve alımlı oluyor gözümüzde..
hem aşka da yer verebiliyoruz tasasız dertsiz
cesetlerin üstüne basarak yürüyen
şu vicdan dolu öykümüzde..


Volkan Aksal