Tutar Bu Yalnızlık da
iyisimi bütün gözlerini al dökül yüzüme
bu çöl bu şiiri doldurmaz yoksa kasa açık çıkar fişler afişler ve gidişler kalır elimizde tutar bu yalnızlık da içimizde patlar.. sonra şehirler tüner göz kapaklarımıza otobüs camına yapışmış yanaklar uyuşmuş ayaklar, karıncalanmış eller hiç bilmediğimiz sokaklar.. bezden kumaştan insanlar gelir geçer hırsı bir tortuya gömülmüş kadar gri hüznü bir perdeyle gerilmiş gibi siyah ve çekik gözleriyle gardını almış karmaşık bir hayata tanık oluruz.. bahçesinde kırılmış kaplumbağa kabukları vardır buzdolabında boks eldivenleri ve salyangoz ve tavandan bir iple sarkıtılmış beton çivisine tekme atan ve bir düşün intikamını almak için bir ağaca işkence yapan gündüzleri bir savaşçı ve geceleri dönme olan çekik gözlü tayland’lı bir hayata.. yahut her seferinde biraz daha baharatlı yemekten derisine yapışmış acıyla yüzündeki ifadesi reaksiyona girmiş ve karpuzu dilimledikten sonra üzerine tuz ekmiş o pakistan’lı kardeşim gibi madam aliy’nin köpeğinin burnunu rahatsız eden bir kokuyla saldırıya uğrama tehlikesi yaşayan bir hayata.. yahut da çataldan kaşıktan habersiz bir tencereye daldırılmış beş ayrı el gibi aynı yoksulluğu tadan ve açlıktan ve susuzluktan ve insansızlıktan kıvranan gana’lı kardeşim gibi gözlerine ölümün rengi sinmiş bir hayata.. belkide her hangi bir arabanın ön camına gövdemi nasıl patlatsam da ölsem diye düşünen sıcaktan bunalmış kuşlar kadar intihara meyilli ve ekvatora yakın bir hayata tanık oluruz.. sonra sigaraymış içkiymiş sözmüş şiirmiş hepsi hava civa hayatı aşkta tadar insan acıyı her durakta.. iyisimi bütün gözlerini al dökül yüzüme bu aşk bu şişeyi doldurmaz yoksa kasa açık çıkar biletler yollar ve gidişler kalır elimizde tutar bu yalnızlık da hep yeniden başlar.. Volkan Aksal |
Çok, ama çok güzeldi...