Aydınlığın Ustaları
sesiniz kırıldığından beri sözünüz anlam taşımıyor
yüksek topuklu ayakkabılar giyip sahte bir boy gösterisinde belki belki de kalıba dökülmüş aşklar gibi bütün duygulardan uzak çağcıl bir kaybetmişliği anımsatıyor.. ama sizin de şarkılarınız var biliyorum ağzınızla kalbiniz arasında titreyen yüksek gerilim hattınız.. oysa tüm gerginliğinizi bir kadehe sığdıran garsonun huzurunda yapayalnız görünürken bile nasıl da rahatsınız.. öyle ki melekler uğurluyor sizi düşlerin deryasına kendi zarfının içine kapanmış mektuplar kadar dünyasızsınız bu yüzden her sabah başka bir evrene açılıyor gözleriniz akıp giden hayata - meydanlara ve kavgalara bitarafsınız.. ve sıvaları dökülüyor artık dokunduğunuz evlerin boğulan bacalarında binlerce masal kurumlaşıyor bir el aynasıyla bakıp gökyüzünü göremeyince aydınlığın ustaları yeni bir gülle salıyor hayatın içine akan o derin kanalların ağzından.. işte o an bir çocuğun ışıldayan sesini duyuyorum tüm yankılarda göğsümde bir dağ dinleniyor bütün heybetiyle sislerinden arınmış ve vadiye uzanan kıvrımlarında o incecik patika yolların turfanda aşklar görüyorum yeşile ve kırmızıya öykünen.. çelikten soğuktan ve kandan soyunmuş bir zaman haritası bu ölçeği binlerce küçültülmüş sevdanın göze indirgenen çağrısı şimdi bir kuyudan çekip çıkardığımız aydınlıklar duruyor ortada biliyorum ki çiçektir tüm tezgahlarda dokunan baharın ağrısı.. Volkan Aksal |
herkesin gözüne sokmalı.
Kim hayır diyebilir ki böyle bir değişime.
Küflendik, yenilenmek zamanı hızla geçiyor....
...
Çok çok çok güzeldi Volkan bey, ömrünüze bereket.