Gülün Çoğaldığı
ağır metal yangınları
suyla sönmüyormuş öğrendim tutup bir sabahı alnından öptüm sonra o gün bu gündür geceyim.. ve bir yol ağzıyım ikilemde çarpık kentleşmiş bir ağrı düzenin değişmez akışında yorulan ırmak kendi boyunu sorgulayan aynakırığı ve bir hesaplaşmadan öte hiçbirşey değilken başka şimdi hangi şiir tutup da yol olabilirki bir aşka.. seni zamanın çok ötesine erteledim ben faysız bir zeminde ışıktan aydın kaygının yermediği bir dileyişte şiiri yazılmamış bir sabaha erteledim orda bir çocuğun saçlarını okşayacak ellerin ki unutulmuş bir mevsimin çiçekleri renklenir çatlamış toprağından bir pınar yükselir aşkın ve acı, bir halka gibi dağılır suyun türküsünde sen o saçı okşadığında.. ve karanlığın renkleri akar üzerinden adaletle keselenirken riya. /ihanet bu çağın vebası ağır, hantal, ağrılı ve yalnız o kullanabilir orda ötenazi hakkını../ seni zamanın çok ötesine erteledim ben kavuşmak o güne şiirle, düşle, gülüşle belki çıkarsız bir umuda sarılıp da dünyayı yeniden sevişimdi.. bilincin gökyüzünde ışıkla, aşkla gülün çoğaldığı bir ülkesin şimdi.. v.aksal |
...............................................................Confucius.
ŞİİRİNİZİ BEĞENDİM... ................................... Saygı ve selamlar..