Su 110-Emine“-dünürcü dedin de adamın oğlu esgerden geleli hanı vakıt olmuş oğlan da ün yoook, ses yok adam garısına; “-yau hanım ben o ğadar da “çalıya daş attım” amma herifi ırgalamayo[1] bile hele şu o(ğ)lanın “öğünden gaş”[2] bi(r) bakalım ne deyyo ne goyyo el ne demez elin a(ğ)zı kese de büzecez mi? hemi bi(r) de gonu-gonşuda gelinlik ğız galmayıp batı(r) neytdiyo bu o(ğ)lan akrannarı torun-torbaya garışcak nerdeyse” deyincekleyin barabar.. anası annacına almış o(ğ)lunu “-o(ğ)lum ğözüyün dutdu(ğu)[3] belliklediğin[4], biri yok mu” “………….” “-len o(ğ)lum, boban “gonuş o(ğ)lununan neytdiyo, ne deyyo, yok muymuş bi belikledi(ği) gönünün meyletdiği, havas olduğu bi isdediği yokmuymuş bana cüvab (v)bersin” deyyo hakkaten len yavrım eli beğenmediğiğin üş paralık elin dölleri adam yerine gomadığın mıymıntı öküz olmaz buzağılar esgerlikden önşe bu işleri haline-yoluna goyyolar daa ö(y)le ondan sonura gediyo asgerciliğe sen neydip ne goyon Alla(hı)n aşgına” deye dil döküyoru amma sanısın mevta ses seda yok, o(ğ)landa.. ……….. “-evel Allah halımız vahtımız eyi eyi-kötü işin kaydın vaa çi(f)t çubuk öğünde gücün-guvatın yerinde esgerciliği de işledin-geldin.. az yaşa çok yaşa, ahiri gelcek başa bizim de murazımız va(r) el(ler)in geşdiği köprüden eller ğibi biz de geçelim el sırasına biz de girelim[5] bi de biz el(ler)e “huu gonşuu) “sizin hamır keseni bizim odun kesene isdeyoz” demeyelim mi höyle elimiz aya(ğı)mız dutarkana seni baş göz edip de toruna torbaya gavışmayalım mı eller gibi” deyoru, o(ğ)lan sanısın manıt …. “-ele-ğüne ğarşı[6] va(h)! arkandan gelenner var sonura elinden sırayı alı(r)llar bakar galı(r)sın valla bobayın oğlu bi sen değisin ben de(ye)ceğimi dedim iki ğün sonura “ana sen bana demedin” deme garışman valla.. gerisini sen bilisin, emme “dibek vahdında; demir tavında döğülü” hazır olmuşukana bobayın göğnü ...............” desdini doldur sen de gurnadan su akıyokana.. “-ana” demiş o(ğ)lan “-anaa ben neye eftiklediğinizi[7] biliyon, bobamın, senin “her şeyin yeri yırdu bi vahtı zamanı vaa(r)” işinen-kaydınan olsa iş esgerliğinen bitse bende biliyon durumu vahtı zamanı geldiğinde ben size bi cövab b(v)erin” gün geşmiş, ay geşmiş aradan yıl geşmiş dedikleyin bu sefte de bobası almış o(ğ)lanı annacına, “-ülen eşşolueşşek “bi o(ğ)lanı everemedin mi” deyo el bana isdeyelim ga(y)ri, kimi isdeyceğsek” o(ğ)lan üş gün taha mühlet[8] isdemiş üçüncü ğün bobasının eline bi(r) isdida[9] vermiş “anasının asaleti” olacak “bobasının dini bütün” olacak ve de “malı-maşatı” bu ğadar “geçisi-goyunu tarlası takgası” işde hu ğadar “oğlu, hu ğadar gızı” olacak ğıza gelinceee; “on yedi yaşında aklı başında” olacak “suna boylu”, “ince belli” “ak-buyday tenli” “kınalı-sarı saşlı” “yay gaşlı”, “ok kiprikli” “pırıl-pırıl gara ğözlü” “parıl parıl gülüşlü” “gün görmemiş gönnü” olacak “yörürken yer sallanacak” “o işden deği, iş ondan gorkacak” “erinden sonura yatacak” “horuzlardan er galkacak” “dikdi(ğ)i keyilecek” “bişirdiği yeyil(e)cek” “duttuğu (iş) benin” deyecek “ceylan salınışlı”, “canlı simalı”, “inci dişli” “güçcük çeneli” “galın dudaklı” “hoş nefesli” “dişi mi dişi” “güleş-neşeli” “işveli mi işveli” nazlı mı nazlı olacak “gönnüne biri düşmemiş” “gerdanı öpülmemiş” olacak “guduretden sürme çekilmiş olacak gözüne” “goş gibi eti-butu yerinde”, “guş gibi gönnü erinde” “eline el, saşına barnak değmemiş” “sırma saşlı”, “dudakları pembe” emme ille adı “imine” olacak.. da(ha), o(ğ)lanın lisdesi sürceğmiş emme bobasının can burnuna ğelmiş “-dur” demiş ….. “-dur hey eşşolu eşşek” “-adı neye imine filen deye sormaycan o imine derdi ne zamandır beni de yakar len bu zamanda böyle bi gız mı var deye olanın lafını kesmiş “zatinden o imineyi bulsam valla yaşıma-başıma bakmacan ananı boşacan kendime alcan demiş.. .......... DİPNOTLAR [1] ırgalamak / ırlamak : sallamak, sarmak, ilgilendirmek, etkilemek, dikkatini çekmek [2] önünden kaçmak : birinin bir yerlere gelmesini sağlamak için gaza getirmek, doldurmak ya da ağzından laf almak, düşüncesini anlamak ortaya çıkarmak [3] gözü tutmak: beğenmek, tercih etmek, tasvip etmek [4] belliklemek : belirlemek, adını koymak, göz koymak, kararını vermek [5] el sırasına girmek : başkaları ile aynı statüye gelmek [6] ele güne karşı : başkalarının gözü önünde ayıp olmasın, [7] eftiklenme: telaşlanma, endişelenme [8] mühlet: müddet, vade [9] isdida / istida :dilekçe |
Şive farkıyla tabii. Aşağı yukarı aynı konuşmalar.
Gerçekten istenilen gelin adayı da farklı değil.
Biz genç kızken şöyle düşünürdük.
Sanki oğlanları pek ahım şahım biri de
böyle birini ararlar.
Kimileri şanslıydı.
Böyle kızlarla evdindirdiler.
Yaşı on yediden gün olmamış, biraz etine dolgun, güzel.
Evlilikte mutlu oldular mı orası bence meçhul.
tebrikler kardeş,
içindeki öyküsü ve anlatımıyla
her zamanki gibi güzel bir öyküşiirdi.
selâmlarımla..