BU KADAR UZUN BİR ÇALIŞMANIN OKUNMAYACAĞINI BİLİYORUM, YORUM İÇİN DEĞİL KAYITLI KALSIN DİYE YAYINLIYORUM. KİMSEYE YÜK OLMAK İSTEMİYORUM SAYGI VE SELAMLAR.
3 PERDELİK BİR OYUN 1. Perde: Evin oturma odası, adam dışarıya çıkmak üzere hazırlanmış, öfkeyle odanın içinde dolaşıp durmakta. Hasan: Ulan karı ben senin, ananı, avradını! Senin gibi karının, soyunu, soyadını!
Emine: Aman beyim etme dur, ne olur etme küfür Döv, dayak at, tekmele, sürükle, yeri süpür Daha çok yaralıyor ettiğin kötü sözün Bu sersefil halimi görmez mi acep gözün?
Hasan: Kadın değil mübarek sırf çeneden ibaret Seni nasıl çekmişim, hayret, vallahi hayret!
Emine: Aldın kaçırdın beni, daha on üç yaşımda Acılar biriktirdim damlayan her yaşımda. Hırpaladın yıllarca sırrımı yuttum, sustum “Kızılcık içtim” dedim aslında hep kan kustum.
Hasan: Hay çenene ne desem hala konuşuyor bak Yine döverim seni duvarlara çarparak.
Emine: Haksız mıyım efendi, daha kızımız küçük Ondan kadın olur mu taşıyamaz onca yük. Söz vermişsin vurarak şişelerin dibine Yakışır mı sabiyi evermek edebine?
Hasan: Yine döndün dolaştın işi bağladın kıza Ben istersem olacak o da gösterir rıza.
Emine: Delirdin mi sen adam karar kıza düşer mi? Ne anlar ki sonunu, hayır mı olur şer mi? Yaşıtları sokakta ip çevirip atlıyor Bebeğiyle oynuyor dans edip rahatlıyor.
Hasan: Edebinle konuş bak beni çıldırtma kadın Öldürürüm gömerim kaybolur yerde adın.
Kapı açılır kızları Esma girer içeriye.
Esma: Bu ne gürültü ve ses, yine kavga mı baba? Yuvamız bir gün huzur bulacak mı acaba?
Hasan: Sen karışma bu işe nerelerden gelirsin Git sokakta gez dolaş baban evde delirsin. Sanki bilmiyor musun kavganın sebebini Korumalısın artık arını edebini. Az kaldı çok yakında sen de evleneceksin
Esma: Olmaz baba evlenmem! –( Hasan) Aşk mı dileneceksin? Esma: Gelin mi olacağım bana çocuk diyorken Okumak istiyorum evliliğe çok erken Çekmek istemiyorum zavallı annem gibi Taşıyamam yıllarca evliliği gem gibi.
Hasan: Sus konuşma saygısız bu ne biçim hitaptır? Seni böyle söyleten öğretmendir, kitaptır. Çok bile oldu yeter, sana bunca eğitim Namusunu korumak evlendirmek niyetim.
Emine: Kızımı da alarak gideceğim buradan o Hasan: – Gücün yeter mi buna, hadi sen de oradan! Emine: Mahkemeye başvurup seni boşayacağım o Hasan:– Hele bir dene de gör, kurşunlar sayacağım.
Emine ve Esma oturduğu yerde ağlarken Hasan kapıyı çarpıp odadan dışarı çıkar.
2. Perde Kalabalık bir salon, masalarda yemek yiyen kadınlar….
Müjgan: Bilirim ki çok güçtür derdin nedir demesi Bilirim ki cevabın verilmesi imkânsız Hepimizin içinde düğümlenirken sesi Kimse keyfinden düşmez mor çatıya apansız.
Yaşıyoruz sonuçta yaşamak olmasa da Çekeceğiz nasılsa buna kader diyelim Tekine dokunmadın her şey durur masada Boş verelim her şeyi afiyetle yiyelim.
Emine: İçimde yumruk gibi kocaman bir korku var Yutmaktan çekinirim belki de yaram azar.
Serap: Aynı sözleri söyler hepimizin öyküsü Aynı notaya basar dilimizin türküsü. Çekinme sakın bacım yoktur inan farkımız Belki bazen duruyor bizim kader çarkımız.
Mahinur: Belki yanıldık şaştık bilmeden ettik hata Belki de bu sebepten düştük yanlış hayata
Tülin: Tutsaydı elimizden anamız ve babamız Hor görmeseydi keşke düşünce akrabamız Atardık adımları yepyeni bir yaşama Dışlandık unutulduk öyle olmadı ama.
Fatma: Yıllarca dayak yedim küfür yedim kocamdan Döndüm baba evime canıma tak demişti Dul dumanı tüttürmem dedi annem bacamdan Kadın evi terk etmez, eden alçak demişti.
Sultan: İhanete uğradım ben de aynı haldeyim Sığındım bu çatıya daha ben ne edeyim? Taşımazdım o yükü kaldırmazdı gururum Buradan da çıkarsam ben kendimi vururum!
Fikriye: Bir de beni dinleyin anlatayım bacılar Biraz farklı olsa da benziyor tüm acılar.
Zulme çatınca adım duyuldu bin gün ahım Her darbe nefesinde döküldü bin günahım. Yeni doğan güneştim sulayıp söndürdüler Amacım mutluluktu yolumdan döndürdüler. Dayanamaz sanırdım beni hisseden canlar Göğe koşan dumanı görmüyor mu insanlar? Kurtulmaktır tek çare arşı aldı eyvahım Kevser sunan sulara ulaştırsın Allah’ım.
Ömrüme yamalandı acım sızım kederim Bu kan kokan ruhumla bilmem ki ne ederim? Bir gün şefkat görmedim öz anneye acıktım Kaçıp gittim sonunda, daha çok ufacıktım. Kurtarır sanıyordum sevdanın güçlü gizi Düştüm bir cehenneme sesimde bıçak izi Umut kavgada öldü perişan derbederim Çile çiçeği ömrün karşısında ne derim?
Gün geceye düşerken sazımla düş çalarım Eza kokan anları acımaz parçalarım. Sevgiyi soluduğum kadardı zalim hayat On günlük ekmek gibi belki de daha bayat Çağlamaktan utanır içime dolan yaşım Kızıl gözlü çatılar şimdi benim sırdaşım. Dirensem de durmuyor coşkun seli salarım Bu mor çatı altında hayallere dalarım. Emine: Kızım on üç yaşında everecekti beyim Onun içindi çabam kaçmayıp ne edeyim. Ben de çocuk gelindim amca dediğim adam Acımadan kaçırdı acıyla doldu odam.
Müjgan: Kaçırdılar mı seni, almadılar mı geri? Benim çocuğum olsa dağıtırdım her yeri.
Emine: Bir gün denedim ama annem eve koymadı Hüzün elbisem vardı üzerimden soymadı
Dedi ki; kadın olmak, dul olmak kolay mıdır? Bardak bardak dolaşan dem kızılı çay mıdır?
Alamam seni geri döneceksin beyine Kaderimdir diyerek çekeceksin sen yine.
Çarem yoktu bacılar yeniden eve döndüm Alevlenen çıraydım kirli sularla söndüm.
Evcilik oynuyordum artık anne olmuştum Tomurcuktum çiçektim don vurmuştu solmuştum.
Geldim ama buraya içimde bir korku var Ben kocamı bilirim ya vurur ya da asar.
Mahinur: Hepimiz de aynıyız bitmez bizim çilemiz Sahip çıksa ne olur bizim de ailemiz? Kadın olmak mıdır ki suçumuz bilemeyiz Alnımızdan yazıyı istesek silemeyiz.
Serap: Bırakın ağlamayı gülelim oynayalım Yeniden doğduk deyip geçmişi yok sayalım. Haydi, halay çekelim herkes el ele tutsun Ne kadar zalim varsa toprak onları yutsun.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
3 PERDELİK OYUN-2 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
3 PERDELİK OYUN-2 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
böylesi bir çalışma yük olur mu hiç istekle, iştiyakla okunulacak dizeler.. memleket gerçeğini tokat gibi vurmuşsunuz müsebbiplerinin yüzüne yüreğiniz dert görmesin saygılar
Manzum hikaye yazmak zordur, manzum tiyatro yazmak daha da zor. Bir Edebiyat öğretmeni olarak düşünmeden sadece aklıma gelen iki eser var, düşündüm bir de üçüncü aklıma geldi. Demek istediğim hece ölçüsüyle yazılmış manzum tiyatro çok az. Manzum tiyatro olarak devam eder umarım. Evet uzuzn şiiri pek kimse okumaz ama bu uzub şiir değil, manzum tıyatronun bir parçası.
Teşekkürler hocam, zaten sipariş üzerine yazıyorum, bir aksilik çıkmazsa oynayacak topluluk hazır. Bu arada Nafiz beyin hasta olduğunu biliyor muydunuz, sizde yoksa telefonunu verebilirim. Saygıyla.