KINALI GÖNÜL
Sarılırsın toprağa bir çınar gibi
Kök verirsin en ücrasına memleketin Tutunursun boşluğa düşmemek için Boşluk kaybolur içinde Fikri küçük dar ufuklu bilemez Çarpan yüreğin kilometre hızını Bakmak istemez bir kez bile yaşama Senin ateşten boncuk gözlerinle İster ki umut ettiği düşsün peykine Yar dediği derman olsun Her daim en onulmaz derdine İster ki arza sağlam bassın Titretsin heybetiyle semayı İster ki aldanmasın bu oynak feleğin Göz boyayan afilli rengine Bazen duruyor insan dönse de dünya Bir adım ötesini ateş görerek Ölüm çok uzak görülse bile Çok yakındı hep yakındı insana Ondandır zamanı gelince Rıhtımına demirlenir canlar Ve gezinir ölümün soğuk bahçesinde buz gibi yüzler Her şeye rağmen her nefes bilir Ölümsüzlüğe de ölümle gidilir Yine de tutar hayatı perçeminden Sarılır ince beline Kürek çeker gibi asılır Kayar gözlerden yanan bir kalbe Ümit azığıdır doldurmuştur avcuna Ne çıkarsa razıdır kara kuru bahtına Gökten henüz düşmeden üç elma Binmeden kaptansız rotası belli bineğe Bir dem de biz kam alalım kınalı gönlümle |