Su 108-Ad Almak / b
“-emmi öte tarftan da gelcek var ya”
“-o zamana Allah Kerim.. kimin önce getceği belli olmaz da oraya birez daa var hemi gayınbobasının nesi var da len iki dene daa geride bobayiğit evlencez deye ne zamandır bekleyip duru nesi var nesi yoğusa, onu da onnar götürü mamir olur da defolup gederlerse..” “-onnarın tahsılı yetmeyo o işe gari” “-yok yok, bi ğün bile olsun tahsıl bulaşdıysa köyde kalmazlar süslü hanım gördükden sonura otun bokun içindeki garıya kim sa(hi)ap çıkar bi zavallı analarına bi de şe(hi)erdekinnere bakınca onnar da haklı töbossun bi de bobaları sizin gibi en az beşer çocuk yapınca analarının halları belli, ….. hinci geldik işdee meselenin can damarına herkeş yerdekinneri galdırı(r)sa sankı başınız göğe değer sen böyle gonuşursan genşlerin ön(ü)sıra “imam osdurusa cömat sıçar” derler çoluk-çocuğun garnı tok mu sırtı pek mi siz evvela onu düşünün bakalım a gapberifler önce isdikbal sıh(h)at, afiyet Allahdan onu dile(yi)n söz temsili boban beş çocuk etçene iki dene olsaydı, önünüze daha eyi bi düzen dutardın hiş değilise bobayın ağalığı kaç yazar önşe siz üleşceniz, ondan sonura da sizinkinner üleşcek eee onnarın çocukları neyi üleşcek, nerde ileşberlik etçek gari bi depit başında kırk köpek hırlaşsın dursunlar, birbirlerini yesinner heş değil ete para vermezler emme velakin siz iki gardaş olsaydınız bobayın çiftçiliği ikinizide edare etmez miyidi” “-haklısın valla Hacı Emmi, hadi biz cahilidik genşligde bilemeyoduk biri ölüse öteki galı dedik bi olan bi gız en fazla iki çocuk gerşi iki denesi fazla yaşamadı emme bizde beşi bulduk ilim fen ilerleyo biz de işin ilmini öğrendik emme iş işden geşdi” “-len olum bunnarın hepisi cahıllık genş yaşda solup gediyollar, garılarınıza da yazzık fazla olusa sana saray mı yapıvıcaklar bokunda bosdan mı yetişdireceniz yonsa kürtlerin ettiği gibi “-saldım çayıra, mevlam gayıra” mı deyceniz. “-emme Hacı emmi Peygamberimiz “çoğalın, ben ahrette sizin çokluğunuzla ift(ih)ar etcen” demiş buna ne buyurulur,” “-ulen Memet nakısına nakısına gonuşma o zaman insanın galabalığına göre dünya genişidin, düşman çok harp oludu, darp oludu esger telef oludu kimi yelden, kimi selden, ondan sonracıma esgiden adını bilmediğimiz bi sürü hasdalık, börtü-böcek varıdı ilan-çıyan sokarıdı, sinek ısırıdı alıcı guş gaparıdı, gıran girerdi, adı gonmamış bi hasdalık çıkardı isannar gırılı gederdi eğşi , turşu kimi acı yer dokanır , kimi dertden osanır dedikleyin gari kimi ecelden, kimi geceden gederidi garın ağrısından, sıracadan aspirin, gripin, kinin nerde, hinciki gibi dokduru, abıkatı bilen mi varıdı nahiye müdürünü bile tanımazdık adamı paşa sanıdık garağoldan, ödümüz sıdarıdı herkeş elifi görse deynek sanıdı candırmadan gaşcaz deye mertlek gılardık hinci eliniz galem dutuyo, vesayıt mi yok eskidenki ğibi binividiniz mi tomafile ani takka dokduru, innesi ilacı-garacı, alet-edavat, serim, gan, eveliysem ğarı doğurcan derkene çatlar gederidi garı bi, biz dokuz dovurudug hinci garnını yarıp alılarımış telef olan yok mu, vardır gene de emme binde bi dene eninde-sonunda ecel, taksirat emme, doğru-dürüst eceliynen geden yoğudu gene efrat; biri gederse öteki galı, derlerdi kendilerince Allah ne verise; “-gövden ne yağarda yer gabil etmez” deye gabillenilerdi zanımca onun uçu; bi o(ğ)lan, bi gız fazlası zarar iki ne az ne çok bana ğöre garar asger mi yetişdireceniz a gapberifler ne o öyle beşer-beşer, ya sacayağı , ya davşan gulağı bakabileceğin gadarı, eli-ayağı, azaları tam mı Dövlete-Millete hayırlısı” DEVAM EDECEK DİPNOTLAR nakıs : aksi, zıt zıt getmek: zıttına gitmektir kasır, birinden rahatsız olmak, ya da o kişinin özellikle kişinin tasvip etmeyeceği davranışlarda ısrar etmesidir eğşi / eşgi : ekşi demek ise kastedilen bozulmuş değil mayhoş, eşgi diye aynı zamanda domates salçasına da denir dokanmak : yenilen içilen bir şeyin, dokunması, bünyenin hazmedemediği, alışık olmadığı ya da bünyadeki bilinmeyen marazlar nedeniyle şiddetli ağrı/sancıya sebebiyet vermesidir yelin dokunması : bazı rüzgarların kişileri rahatsız etmesi, iyi gelmemesi, kabayel taşıdığı yoğun akım nedeni ile hassas bünyeleri rahatsız eder, mide ya da baş ağrılarına sebep olur, genel olarak dokunmaktan kasıt yel dokunmasıdır.. sıraca: ince hastalık, verem, tüberküloz abıkat: avukat ödü sıtmak: ödü patlamak, korkmak, değnek: dayak, çelik, sopa mertlek: sopanın uzunluğuna takla attırılması eskidenki: ekiden, öncelerden (olduğu gibi) tomafil: otomobil, araba ani takke / aynı dakika: aynısakika içinde, aynı anda sac ayağı: içinde yemek pişirilecek tencere-tava vs. nin altında ateşe oturtulan üç ayaklı destek, sac ayağı ya da tavşan kulağı: üç iki anlamında . |
Yetiştiğimiz o dönemde durum buydu. Ancak çağımızda " üç çocuk " diye ısrar edenin ana fikri gelişmiş ülkelerin ihtiyacı olan iş/işçi gücünü ucuza temini amaçladığını düşünmeden edemiyorum.
Kaynakların hızla tükendiği bir kısmının yenilenmediği ortamda nüfus artışını istemek yanlış olmalıdır.
Çin artışı kontrol altına aldı. Hindistan almadı ve 2050 de Çin'i geçecek. İnek yemelerine de Brahma izin vermiyor.
Bakalım ne yiyecekler. :))
Çok güzeldi, tebrik eder saygılar sunarım.