ÖRT ÜSTÜMÜ
Dil Boyu Değil Sevgili Doya Doya Ölmek Gibidir Aşk
beslemeye kanat çırpan kuşlar bir gece vaktiydi acıyı çağırdı ağrılar gidişinin ardından bir damla gözyaşıyla ne ıslattım yüreğimi ne kasımı sorguladım neden geldin diye günlerden de perşembe saatin on ikiyi vurma vakti anlından adını yazdığım, yüzünü çizdiğim duvarlar yorgunluk kahvesinde kavgalı senin gel deme vaktindi git demeden önce limanlar hep koynunda vedalar saklar günlerdir bıçak sırtında yürüyor gecelerim yabanlaştım bu nasıl ağır yaralanmaydı tökezledim yanlış bir adamı yüreğime düşürdüm hayatın dikenleri ayakkabılarımdan girdikçe içeri ne sen sordun acıdı mı diye ne hayat bir şans daha verdi bugün dünü öldürdüm kanıyla kirlendi ellerim şimdi katilini arıyor vebali boynumda biraz irmik helvası kavurup dağıttım kendim için ne siyah giyindi dostlarım ne bir damla göz yaşı akıttılar toprağa bir topuk sesinde derin kazılan çukurda canım acıyordu oysa kanım çekile çekile toprağın koynuna fısıldadım sessizce ört üstümü kapat gözlerini çürüdüğümüzü kimse görmesin |
saygımlarımla