DAĞLAR
Bıktım şehirlerin girdabından,
Kör kuyulara atılan taş misali Sahte sevdalardan, Allahsız ithamlardan Merhametsiz insanlardan usandım Bir böcek misali sürüne sürüne Sizin bağrınızda yaşlanmak istiyorum Açın kollarınızı dağlar ben geliyorum… Sahipsiz kalacak akvaryumda balıklarım Suya hasret kalacak sardunyalarım Olsun… Çünkü yetti artık yaşadıklarım Boyumu aştı işlediğim günahlarım Bitmedi, yetmedi Tükenmedi kahpesi insanların, İnsan kılıklı hayvanlarla yaşamak istemiyorum Açın bağrınızı dağlar ben geliyorum… Hep horlandım, hep aşağılandım Dost bildim, yılanlara sarıldım Sahte gülüşlere aldandım Tutuştu bağrım, Kül oldu ocağım, Yandım ki hem de ne yandım, Tepeden tırnağa sevdamı kuşandım Açın yollarınızı dağlar ben geliyorum… |
Kör kuyulara atılan taş misali
Sahte sevdalardan,
Allahsız ithamlardan
Merhametsiz insanlardan usandım
Bir böcek misali sürüne sürüne
Sizin bağrınızda yaşlanmak istiyorum
Açın kollarınızı dağlar ben geliyorum…"
Çok da haklısınız,dağlara sığımaktan...dağlar alır,içimizdeki öfkeleri...dağlar siler,gözyaşlarımızı...dağlar anlar bizi...
dağlara yaslanmak...çok harikaydı...metropellerin acımasızlığı...insanların insafsızlığı...sahte sevdalar...dağlar paklar bizi...dağlar anlar bizi...
bir dağ kampçısı olarak,mısralara sarmalanan duyguları ve avazları belki de çokça anlayan ve duyumsayan biri olarak,dağlara sığınma vakti geldi bende de...az kaldı haydi dağlara...haydi yalansız,riyasız tabiatın koynuna gitme vakti geldi...
tebriklerim,yaşananlardan sonra,insanın duyduğu ve yaşadığı metropol hayatından sonra gerçek sığınma mekanı dağlara sığınma düşüncesinin sarmalandığı avazlarınızın duruluğuna ve realitesine ve tercüman olmanızaydı duygularımıza...selam ve saygılarımla...