HOŞCAKAL
kaldırım taşlarına bıraktığım izlerden
biraz daha al ıslak sokaklarında seni beklerken bu kayıp şehrin karanfillerine düşen çiğ tanelerinden yaşlar topla benim için titreyen ellerinle sonra nisan yağmurları serinliğinde gözlerime sal beni sana hatırlatan ne varsa en derin kuytularında sakla yüreğinin en temiz duygularınla kutsa anılarımı ki can dostluğuna kurban verdiğim hasret yıllarımdı onlar doğmayacak sabahlarda yeniden dönmemi bekleme her sabah kapında çağlayan bülbül değilim dilim artık lal imge kırıkları topluyorum sözlüklerden yeniden yazabilmek adına kelimeler dileniyorum büyük şairlerin kitaplarından unutulmuş intihar gecelerimde terk etmiş bütün ilham perilerim ellerimde bin bir çeşit fal fanilik kaderimiz sanki ebedi yaşarken hayatı göçebe duygular içinde eriyip gideceğiz zihnimi kendi kurtlarım kemiriyor akıp giderken hayat kendi şerazesinde verdiğin hediyeleri şimdi geri al çıkıp gidiyorum artık yalan dünyandan sen bildik ezberlerinle kendi köşende yine hoşca kal |