Can Kırıkları
_si bemol
_la tenor bu kaçıncı finalin eski(me)yen senfonisi..? ki, (s)özü olmayan notalar tırmalıyor beynimi trampet, klarnet, korno, tuba flüt, arp, viyola, kontrbas... kefen giydiriyor her dokunuşumda yüreğime an/be/an musalla taşım yağmur, gökgürültüsü, fırtına şimşekler çakıyor, seller istila ediyor tüm c o ğ r a f y a m ı yok oluşlara meyilli tufanda kulağımın izdüşümüne düşen tiz sesler ard arda parçalıyor dar acılarla çekiç, örs ve üzengiyi kangren oluyor ebedi suskularım her lal keskin zemheriye gebe her zemheri davetiye çıkarıyor duvaksız mezara öpmek istiyorum ayak uçlarından ölümü sana taparcasına...sana kavuşurcasına ama nafile... her öpüşüm çığırtkan bir martının çığlığı her çığlığı kürek kürek ateş atarak söndürüyor zebaniler ölüyor ruhum her sönüşte ödüyorum sevmenin kefaretini nar-ı cehennem(in)de - cehennemimde ruhum bahar ayazına mahkum nazik bir çiçek can çekişiyor her soluşta her soluşum içimde saralı bir çocuk ’’ anne ’’ diye feryad-ı figan ediyor her krizde her krizde patlayan bir yanardağ şimdi yüreğim vuslatı hayal ederken lavlar süzülüyor göz pınarlarımdan yakarcasına, delercesine işkenceye doymuyor ruhum, sensizliğimde... biliyor musun..? kar yanığı olsa da tüm bedenim sana susayışlarım halâ çöl sıcağı her gelişinde-gidişinde... ey zalim sevgili her gelişin bir satranç oyunu her oyunun bir kıyamet alameti İsrafil suru üflemeden Deccal gelmeden hileyle, yalanla, dolanla şah-mat deyip kazandın bu -oyun-u istemiyorum artık seni duy/ma, gel/me, gör/me, dokun/ma ölü(mü)mün tiz senfonisine sende kalsın sahte zaferler bir daha...bir daha gelerek uyandırma artık içimdeki meczubu her uyanışım kıyamet her kıyametimde bir daha...bir daha ölüyorum her ölümüm mahşer-i kalabalık Sırat köprüsünden geçerken bile inadına senin adını haykırıyor dudaklarım her haykırışım (c)an kırıkları... Nagihan ERGÜL 29.04.2013 şiirime ruh katan Ahmet Ormancı hocama en kalbi teşekkürlerimle… |
Ercan ben,
farklı nicklerle yazsam da
BU
BENİM ŞİİRİM
yıllardan beri ***