Ben Gidiyorum
Bu gün terkediyorum bu şehri,
Ardımda bırakarak yanılmışlıkları,yıkılmışlıkları,ihanetleri. Düştükleri nehirden almadan hayallerimi, Toplayıp gidiyorum serdiğim gülistanları. Açtım yüreğimin kapılarını, Rüzgara verdim bütün odalarını. Uçuştu sahte sözler,maskeli siluetler,alavereler, Yalanlarla yoğrulmuş öz’ler. Kapattım kulaklarımı,duymuyorum Ve umrumda değil ne iğneli sözler ne de nağmeler. Sizin olsun bu şehir, Yürüyün gidin ömrümden aldıklarınızla. Suçladım en inanan yanımı, Sığındım dik duruşuma, Döndüm arkamı herkese ve herşeye. Sizin olsun zamanından önce açan güller, Üçüncü bahar,dördüncü cemre,beşinci mevsim, Alın hepsini,hiçbirşey istemiyorum. Sizin olsun bu şehrin ıslak sokaları,gün batımları,anason kokan geceleri, Rüzgarın mekanında okunan aşk makamları. Ödünç aldığım üç beş günlük özgürlüklerimide alın. Islak ayaklarıma yapışan kumlara güneş vurdu, Bir bir döküldü hepsi. Öldü içimdeki insan ve gözlerim açıldı, Bozuldu büyüler dilim çözüldü. Size bırakıyorum gögüsümde büyütüp havaya saçtığım sevgi çiçeklerini, Yüreğimden gelen şen gülüşlerimi,sıcak dokunuşlarımı. Alın hepsi sizin olsun. Ben gidiyorum... Nimet Öner |
"Öldü içimdeki insan ve gözlerim açıldı,
Bozuldu büyüler dilim çözüldü.
Size bırakıyorum gögüsümde büyütüp havaya saçtığım sevgi çiçeklerini,
Yüreğimden gelen şen gülüşlerimi,sıcak dokunuşlarımı.
Alın hepsi sizin olsun.
Ben gidiyorum..."
insanlık ölünce içimde...gözlerim açıldı...dilim çözüldü,bozulunca büyüler...gerçeği görünce,size bıraktım göğsümde büyüttüğüm sevgi çiçeklerini...
bir şehirden gitmek...bana,Sait faik Abasıyanık'ın "Dülger Balığının Ölümü"adlı hikayesini hatırlattı...Üzerindeki çıkıntılardan dolayı adına dülger balığı denilen varlık,denzilerde korsanlara bile kök söktürürken,İsa Peygambere şikayet etmişler...O da,alıp balıklarden birini,kulağına bişeyler fısıldamış...o gündür,bu gündür,susar ve utangaç bir balık olmuş dülger balığı...Keşke diyor yazar,bir ağaca balıkçıların astığı ve yavaş yavaş ölen balık için...şimdi seni hava demilen oksijenimize alıştırıp,aramıza alsak...bu utangaç...romantik...uysal ve şair halinle yaşarken bizle...birgün uysallığını...birgün şairliğini...birgün utangaçlığını...birgün insanlığını kınayıp...taştan taşa vurup...öteleyip...eleştirip...kınayıp....birer birer yok edeceğiz sendeki güzellikleri,diyor balığa ve ekliyor yazar...sonunda dayanamayıp,o eski günlerdeki canavar haline dönersin....
işte böyle şairem...çokça da haklısınız sitemli avazlara sarmaladığınız mısralarınızda...belli ki tercüman olmuşsunuz,şehirleri...insanları...sevgiyi...aşkı...güzellikleri terketmek isteyen yüreklere...
tebriklerim,sosyal gerçeklere cesurca isyan eden avazlarınızdaki sitemleri mısralara nakış nakış işlemenizdeki içtenliğinize ve paylaşımınızadır...saygılarımla...