...ALLÂH DER - 2 -
Erenlerin dergâhına varanlar,
Şarâb-ı Kevser’le abdest alırlar. Üçlerle,Kırklarla hemdem olanlar, Cem’e girer,semâh döner, Allâh der. Onlara açılır gök kapıları, Görürler inen cümle melekleri, Ol an’da alırlar ilm-i tevhîdi, Cem’e girer,semâh döner, Allâh der. Cebrâil’i görüp vahiy alanlar, Azrâil olup da hem cân alanlar, Mikâil olup rızık dağıtanlar, Cem’e girer,semâh döner, Allâh der. Pîr Muhammed Nûr’a yoldaş olanlar, Hacıoğlu’yla miraca çıkarlar, Derviş "Yahya Salih"i dolaşanlar, Cem’e girer,semâh döner, Allâh der. Yahya Salih Altındağ (Fakirullahmelâmî.) İstanbul. Dergâh: Cenâb-ı Hakk’a ibâdet edilen yer. Şarâb-ı Kevser: Cennet içeceği. Abdest: Namaz ve diğer ibadetlere su ile yıkanmak suretiyle yapılan işlem. Cem: Toplama, bir yere getirme, biriktirme, yığma. Semâh: Dönerek yapılan dinsel tören. Cümle: Hep, bütün, tam. An: En kısa zaman. Lahza. Dem. İlm-i tevhit: Allâh’ı birleme ilmi. Birlik ilmi. Cebrâil: Allâh’ın emirlerini Peygamberlere bildiren büyük melek. Vahiy: Bir fikrin, bir hakikatın veya emrin Allah tarafından peygamberlere bildirilmesi. Azrail: Ölüm meleği. Cân: Yaşayış. Diride olan kudret, kuvvet. Hayat cevheri. Mikâil: Rezzakıyyet arşının hamelesi olan büyük melek. Pîr Muhammed Nûr: 3.cü Devre Melâmiliğin Kurucusu. Yoldaş: Aynı yolda yürüye. Yol arkadaşı. Hacıoğlu: 20 - 21. ci yüzyıl melami mürşidlerindendir. Miraç: Peygamberimizin Allâh ile konuştuğu yer,mâkam. Derviş: Mâneviyatla gönlü zengin olan fakir. |