LÂ’L-Ü MERCAN (*)
Allah için, verilen bir selâmı
Alanlarla her an düşüp kalkmalı. Hak’kın kapısını günde beş kere Çalanlarla her an düşüp kalkmalı. Âlim ile sohbet etmek, lâ’l-ü mercan, incidir Câhil ile sohbet etmek, her an bir can incitir… Giden atlı gitti biz kaldık yaya O’nun haşmetinden çatlıyor kaya Hakk rızasın, gözeterek deryaya Dalanlarla her an düşüp kalkmalı. Âlim ile sohbet etmek, lâ’l-ü mercan, incidir Câhil ile sohbet etmek, her an bir can incitir… Acze düşer insan, diller olur lâl O’na karşı gelmek her hâlde muhâl Hak’kın dostlarıyla dâima hem hâl Olanlarla her an düşüp kalkmalı. Âlim ile sohbet etmek, lâ’l-ü mercan, incidir Câhil ile sohbet etmek, her an bir can incitir… Fakirlerle paylaş ekmeğin/aşın Hayatın hesabın bir düşün, taşın Öksüzün, yetimin akan gözyaşın Silenlerle her an düşüp kalkmalı. Âlim ile sohbet etmek, lâ’l-ü mercan, incidir Câhil ile sohbet etmek, her an bir can incitir… İbrişim iplikli giysiler giyse Burda kalır rütbe, paşaysa/beyse Kadir/kıymet, hatır/gönül her neyse Bilenlerle her an düşüp kalkmalı. “Âlim ile sohbet etmek, lâ’l-ü mercan, incidir Câhil ile sohbet etmek, her an bir can incitir…” 20/05/’14 Hanifi KARA (*) Lâ’l: Kırmızı ve değerli bir süs taşı |