Bu karanlık değil o karanlıkgözümü yumduğum andaki karanlık değil bu karanlık başka bu karanlıkta yürümek olası değil baştan bağlı dilleri burayı taşıyanların en baştan sarılmış bu maden bu maden gibi gibiler bu madenden yükselir dev gökdelenler yoksula sus payı, oy payı kömürler bu karanlıkta kaderciler tüner yol kesiciler, ışık kısıcılar velhasıl yiyiciler bakmazlar gözünün yaşına yeni evliye, yeni geline, yeni doğmuş bebeye her adımda durmadan karanlık üretirler başka karanlık dehlizler çıkar açığa başka tünellerde başka başka ölümler, acılar görünsün istemezler ışıkları açıpta alenen işlenen cinayetleri hesap ederler nasıl uyduralım kanunu kararlara sağ gösterip sol vuralım düşene bir tekme yetmez bir tekme de ondan bundan ayağa kalkanın canı çıksın hesabı! sekiz kişiye yüzlerce polis kara aynalarıyla çıkarlar karşısına emek beyazı yüzlerin karartamazlar gözlerimi yumuyorum hayır bu karanlık değil o karanlık ölüme sürülen madencilerin son kez gözlerini kapadığı boğucu karanlık değil! 18. 05. 2014 / Nazik Gülünay |
Kutlarım kalemini şairim :(