Acısı Kime Kalırsa
biliyorum her şey unutulacak
göğün hızı unutturacak bu yorgunluğu bir yağmur sonrası ağaçlar uzamış azalmış hüzünleri ile kuşlar sevişerek mavi yeniden bir gün daha sonra ağıtlar kime kalır kime kalır bilinmez kahır geceleri yırtılır zambakların orta yeri acısı kime kalırsa biz üstümüze örterek duyarız arzı sen apaçık bir delilin değişmeyeni kuyular hazırlarsın geçmişe bulduğun yerde sonsuz bir sevgi döküverir avuçlarına kendini bu cehennem duraklarını tadan bilir merasimler törenler topluca yakılan bir ağıt ertesinde dağlar taşlar adını söyler gülümseyerek sabrın uzunluğunu zorlayan şarkılar bestelenir ama unutma göz yaşları pırlanta olanın ayrıldığı o mahşer azabında tutunca ellerini mutlu olduğun bütün acılar senden yana ve uzatılan ikramın sana yakışan beyazlığı zamanlar olgunlaşınca anlayacağın bu gürültünün içinde bir hakikat var kimse ince sesiyle anlatamaz onu gözlerine yağarken ölüm kainatın senin için yorulduğunu. |