AK Adamın KARA Günü...Bir ışık, bin tebessüm, sössüz duygular Gözleri apaktı Güneş beyazî bir nur vururdu içine Ellerini kaldırırdı yeni vardiya değişiminde Apak dualarla doluydu Ah... Ne kıskandırırdı görenleri hep Işık utanır çekilirdi yüzünden Ki... Ağladığında o apak adam Gözyaşlarından sevdikleri akardı... Bir gün, bin ölüm, sessiz ilelebet Ne olmuşsa düşmüştü hayaller Zift kokan bir koridor... Sonrası havasız bir boşluk... Uzaktan gelen acının tiz sesi... Ak adam ellerini kaldırdı Zift kokan yere nasıl da aydınlık veriyordu Dualarla... Ki... Ağladığında o apak adam Gözyaşlarından sevdikleri akardı... Bir siren, bin hüzün, yaşsız ağlamalar Sağa dönmek isterken karşılaşan bir boyunluk Sedye... Sedye ölüm döşeği Ak adamın üstünde beyaz dualarla örtülü Onu taşıyan doktorlar, sanki melek gibi Beyaz, ıssız, sessiz... Ak adam şaşırdı birden, nefesini çekti içine Yandı, yandı Hep aldığı oksijen şimdi bir köhne yabancı İçten soğuk tanıdık, dıştan sıcak acı Birden ellerini kaldırdı Ak adam Ampulden yansıyan gölgeli ışık gösteriyordu Dualarına kömür karası örtüldüğünü içten yabancı oksijeni iniverdi, ellerinin duası düşüverdi Mavi gözlerini ölümün karası bürünüverdi Yüreği kendinden önce cennete gitmiş gibi Ki... Ağladığında o apak adam Gözyaşlarından sevdikleri akardı... Bir kara, bin kahverengi, sözsüz kırmızılar Kefen beyazını kapatan tahtalar, tahtaları kapatan kara hayaller Güneş her zamankinden de ışık saçıyor Sanırım ağlıyor... Sıra sıra dizilen Ak Adamlar Cennete girmek için sıraya girmiş gibi Ak Adam ellerini kaldırdı birden Ama kara hayaller kapladı üstünü Olsun ne yazar zorlardı o kendini Ki... Ağladığında o apak adam Gözyaşlarından sevdikleri akardı... E F T E L Y A... (Akdenizi cebinde taşıyan kız... ) |
Onların yüzleri kara, kalpleri pırıl pırıl
Onların varlığı emek, kazancı helal...
Mekanları Cennet olsun...
Olayda ihmali olanları
Cezalandırsın Kahhar...