elais XXI
elais artık bu şehrin
çamurlu çıkmaz sokakları kaldırım taşları ıslak ıslak biz kokar ve sen içimde kuytularımda susarak ölürsün... yabancısı artık bu coğrafyanın gözlerimdeki sevinçler göğünün koynuna sakladığım hercai düşler kızılca sonbahar... beyaz gülün bir çeperine tutunmuş gece kokulu şebnemler uyananırken titreyerek göksuda yakamozlar can verir sabahın ayazında... elais yine şiir olup dökülüyorsun parmaklarımın ucundaki hain sızının soluğundan... dili sürçmüş kekeme repliklerin eşgali belirsiz çığlıkları gibi boğuluyorsun devrik cümlelerin öznesi olupta içimde... adını adımın yanında unutup koca çınarın gövdesinde dudaklarının kundakladığı cehennemin orta yerinde bırakıp gidiyorsun... okyanuslar boğuluyor eski deniz fenerinin saçağına sığınmış o martının gözlerinde karla karışık yağıyorsun köhne balıkçı kasabasının yalnızlktan sırıl sıklam gecelerine dudaklarımın kıyısında utangaç adın teslim olurken hıçkırıklarıma... sensizdim sessiz biteviye çaresiz rüzgarlardan topluyordum gelincikleri kıskandıran kokunu şimdi usul usul terkediyorum şiirleri gözlerimden söküp bir bir eski senli gülüşleri terkediyorum deli deli sevişlere boğulmuş efsunlu geceleri... elais koca bir ömrü hiç edip eski bir masalın kıyısından yaramıza bir damla göz yaşını tuz diye basıp geçtik ardımızda koca bir hiç artığı gibi bırakıpta... Hasan ODABAŞI |