ANNEM BABAM KADAR SEVEBİLECEK MİSİNİZ ?
-------ÇOCUĞUN DİLİNDEN-----
Ben küçücük bir adam Yüreğinde mavzer yangınıyla büyüyen Ve hayatta en değerli iki varlığımı alan Bir hayatın ortasında başıboş kalmışım Özlediğim yok benim artık Sevdiğim bir iki resim karesinde Bana gülümseyen annem ve babam Adımı söyleyemem Çünkü öksüz ve yetim duygularım Buna engeldir Kırılan pencereden kuşları selamlıyordum Kırılan testiden su doldurdu en son annem Sonra gözyaşımı acı acı içtim Aleve yenik düştü gözlerim Evimin önünde son kez nefes aldım belki de Son kez huzurla lokmaladım bir tas aşımı Ardı sıra silah sesleri içinde Kör kurşunlara yalvarırcasına Ne olur bana zarar vermeyin .... Benim anne babamdan ne istediniz ? Kimselere zararı yoktu Küçük kardeşim gibi Ben de küçüktüm Dünya dediğiniz cehennem yuvasında Acının ahkam kestiği Kerbela pusulasında Akrebin kıskacına beni neden aldınız ? Siyah elbiseli adamlar bir şeyler söyler Ben anlamam etmem Şekerden şekeri var mesela Annem babam Ama artık yok onlar da Sabah yollara düşecek evine ekmek getirecek Ve duasına beni de katarak şükür edecek Dağ gibi adam yok mesela Beni kim öpecek ? Namlusuyla kan kusan askerleriniz mi ? Elimden kim tutacak ? Pas küf kokusu bombalar mı ? Bir yorganım bir battaniyem kaldı Ama ben inanıyorum bir gün annem ve babam Elimden tutacak yine Yavrum diye sarılacak inanıyorum Kimse bizi ayıramayacak Sokak lambalarında kitabımı okuyacağım Ve bir gün daha doyduğum için Rabbıme şükür edeceğim Kırık bir testiden damlar gibiydi dünya Kan kusuyordu irin irin akıyordu güya Ama yoksulların göğsüne işlemez şarapnel İmanları çelikten bir zırh gibi kükrerken Bir kırmızı gül yeter kainatın suresini okumaya Bir damla gözyaşı imanımı perçinlerken Adımı Hüseyin koyun Kerbela da düşeyim ben de Annemin eşarbını babamın tütün tabakasını Yere düştüğü günün intikamını Kalemle alayım ! Toprağa düşerse yıldızlar Bir hilal doğar içlerinden Ben annemle babamın hilali Mazlumların ihtilali olacağım Sizin papyonlarınıza ve purolarınıza inat Zafer İslamındır diye haykıracağım ! Küfür ehline düştüğümüz günden beri Kimlere kaldık ya Rabbi ! Dosta düşmana inat yüzümüzü güldür Sancağımızı düşürme ya Rabbi ! Telgrafa kuş konacak bir gün inanıyorum Gökyüzünde bulutlar dans ederken Rahmet duasına çıkacağız biliyorum Elime ekmek geçecek ve buğusuna Hakikat yazacağım biliyorum Halepli mazlum benim adım Karanfillerle dolar sokaklarım Elma şekerinde tadarım dünyayı Ve annem babam.... Onları bir gün olsun unutmayacağım Ve onları bu toprağa düşürenleri de Şimdi şahit ol Ya Râb... Doğan güneşlerin hatrına Bayramı müjdeleyen Hilale Kerbela’da düşen Hüseyinin hatrına Uhud’da Hendek’de ilk şühedalara Annesinin sütüne hasret cennet-i ukbaya göçen Ebubekirin Tuğba ağacında salıncak kurduğu Nûr dolu savaş bebeklerine ! Bosnada Lâ ilâhe illallah diyen İzzetin neferlerine Uygur Arakan Filistin elinde nağme nağme Yurduna, kimliğine sarılan Nice Türkmene ve müslime Kırbacın değdiği her mazluma Ve Bezm-i elestte verdiğimiz Sözlerin hatrına ! Evvela çocukluk hayallerimi bularak Son nefesini veren anneme babama Dalgalanan bayrağıma sahip çıkacağım Ve sonuna kadar hak olan davayı güdeceğim Elimden eksik olmayacak kalem ! Ve bir gün evet bir gün Bu toprağa ben de düşeceğim Düştüğüm yerden dirilt beni Binlerce fidan bitecek üzerimde! Bir duyan bir daha dinleyecek Dilimden düşen son nağmeyi Mazlumların davası görülür elbet ! Ey gözü yaşlı dünya Ey koca köhne sandalyeler ! Benim yüreğimin yangınını nereden bileceksiniz ? Soruyorum size Annem babam gibi sevebilecek misiniz ? |
Sevdiğim bir iki resim karesinde
Bana gülümseyen annem ve babam
Adımı söyleyemem
Çünkü öksüz ve yetim duygularım
Buna engeldir
Şiir ve resim yüreğimi burktu
Usta kalemi selamlıyorum, kalemin susmasın
____________________________________________Saygılar selamlar