Hayal-şikest ömr
Elimi tutan gök yüzüne aşığım
Tiril tiril önümde deniz Mehtaba karşı değilim Mehtap zaten benim Üvey sancısını yaşadığım zor zamanlarda Yuvaya dönen küçük kartal Kalemden kan damlayan Yersiz yurtsuz uğursuz sancılar Tıynetinden gül damlar Öpülür mermerden serencamı Girişinde zahitler dolaşır apansız Atlar uğrun uğrun ağlar Geldiği bellidir mazinin Kapının kokusundan hallice durur Öksüz bulutlar camda seyrederken benliğimi Ben onlara onlar bana aşıktır Halbuki Bingöl yaylalarının soğuk suları Yorgun evlerin zor bacaları Mor gözlerimdeki ıslak tütün Bana bir şeyler anlatmalı Avuçlarımdaki tebessümü şeker deyü yedi Tûti Bana tüy solukta bir yokuş bıraktı Kervanı, yuları taş kokulu sonbahar Sonra kuş kadar ömrümde Bir bahçeye düştüm Sormayın hortlaklar kaçırdı ruhumu Biraz para ve buruşuk kokan Biz derken ben diyip Gülleri çatır çutur yiyen hortlaklar Bize de gitmek düştü |