Acı
Ah acı ne güç ne zor
Beton saksıda yüzük Telefon ahizesinde koku Biraz yürür biraz durur takvim yaprağı Dildeki sözlerin kıyıdan uzaklaşması Filikanın izinde yorgunluk Damarlarda yufka yürek Ağzımızda buruk çay cenazesi Sokak ortasınsa beyaz Evde simsiyah gözler Sularla erimiş ömür Yıkılmış saksısı zambağın Korkular, parmaklıkları yalar rüzgâr Benim kilitli bir dolabım var Saat dolu Zihnime kaçmak isterken yakaladım Zoru Bir mai güneş yıkık haneden girer Sabah acı ile döner Elde ne var sorma Acının her şeyi muamma |