Unutmamak İçin
rüzgarın oynattığı bir kokuyu anımsatır
ellerin çoğaldıkça geçmişimiz gelir aklıma ne yüzünün detaylı bir hatırası kalmıştır ne de içimin sana bakarken duyduğu o gün batımı sanki bir sarhoşun günlüğünden su içiyormuş gibi karışır harfler bir birine son kez gülüşün kalır bir de ses verişin uzaklardan sevgime yaslanır kalırım duvarlar bilir geçer hemen hatırlatır geçer geceler derin bir yaranın nasıl kanadığını duyarım nasıl kapandığını aniden kelebekler öylesine güzeldi ki tokasında unutmamak için saçlarının hangi yöne yattığını hangi rüzgarda süslendiğini bilirdim parlak uçlarında sarı menevişler sarılarak öptüğümü bilirim gözlerin bir ağacın yaprakları gibi suskun zamanın kollarında yeşeren bahçe gözlerin en çok sevinçlerimi bölen maviliklerin tutuşan derinlikleri bulutlar geçtikçe içinden söylediğin bir masal göğe kanat açan kuşların özlediği bir de ayakların avutur beni kirpiklerim yere değerken utanıp sırtımdan vurulduğum yeni yollar açmıştım kendime sensiz renkleri karanlık çekilirken gölgelerin içine vurulmuş ay gecelerinde sözler sürekli kendini tazeleyen bir vurgun harflerin sürgününe kurulan dar ağaçları gibi acısı kaldı kalbimde. |