sen zamansız yolcu
sen göçmen kuşların öncüsü
sen vaktinden çok sonra gelen ölü söylesene ne var bu dönüşün ardında hangi cemre düştü de kırdı kanatlarını beni mi özledin pişman mısın yoksa ah seni zavallı ne kadar da başındasın acının inan bana kalsaydı bir parça hissim sana bile acırdım ne çok şey aldın benden ve ne çok az şey bıraktın giderken sevgili hiç bir şeyim çaresi yok sen de yaşayıp öğreneceksin biliyorsun değil mi hiç bebeğim olmadı benim gözleri seninkiler gibi mavi saçları papatya sarısı elleri tombul pembe gülüşlü bebek konsolun üstü bomboş duvarlar da öyle hiç bir yerde yok mutluluğun çerçevelenmiş resmi bunun yerine ben çocuk oldum ve kandırdım kendimi her gün ama her gün yeni bir umut döllendi bakir sevinçlerim de bugün değilse de yarın diye diye kaç doğum günü kaç ölüm kaç sensizlik yaşadı bu canı çekilmiş bedenim şimdi nerede intikamın sadist zevki hani keyifliydi son sözü söylemek neden kocaman bir kahkaha atıp beter ol demek gelmiyor içimden benim mi bu umur yoksunu ölgün ses ben miyim mavi dünyama "çok geç" diyen... |
Gönül rıza göstermese de bitmeye mahkum sevginin muhatabına değişik ve güzel bir hitapdı.
Ertelenen her arzu,ulaşamıyacağımız kadar uzak kalacaktır bizden.
Kutlarım.