Kelebekler Üşüdüğündeüzerine kustuğun bir kabusun sonrası şimdi ellerim dokunaklı şiirler yazamam ki sana, yokluğundan iğrenirsin vuslat... ellerinin gölgesine yaraştıramadın avuçlarımı tutamadın verdiğin sözlerin içinde, sana olan meramımı zamanın zehirli akrebinde dudakların var şimdi ilerledikçe saniyeleri kanatan, an kaybettiren zamandan her kaçışımda kendime sığınmalarım bundan ellerim şimdi küskün çünkü sana ellerim şimdi herşeyden çok yokluğuna yakışan hüznü çağıran cellat... bazen bu şehir uçurum kokan gidişlerin vedasına bir mezar bir çift kanat bazen bu şehir, ölü kelebeklere savrulan savrulan ve solan ve yok olan her güz karmaşasında, gözlerimde vurulan kabullendim, ki gidilmemiş yolların güzargahı şimdi gözlerin ayaklarımı sevmeyen adımlarım var giyemediğim ve bana sağır ve sana ağır ve bize sır olan ne varsa işte orda sakladığın coğrafyalarında... bir kayıp, bir ayıp gibisin oysa ben, martıların denize sarıldığı hisle seni sevdim bu yüzden içim biraz mavi, biraz serin, biraz ellerin kelebeklerin cennetine baskın yapıyor ayrılıklar, bak bak ve gör yaşanmamış soğuğun ayazı nasıl olur gölgenden ürktüğün mevsim bu, avuçlarında soğuyan vuslat... üşüdükçe hayasız oluyor insan üzerine ağladığın bir mektup zarfı şimdi yüreğim okunaklı adresler bırakamam ki sana, yine gidersin |
okunaklı adresler bırakamam ki sana, yine gidersin
Al işte,yine bu da DELİ bir aklın ürünü...
Çok güzel olmuş ellerine sağlık desem yüreğine haksızlık olur... MB