Herkesten daha cesurdun önceleri Başın dik geziyordun bozkırlarda Kış çetindi, ağaçlar çıplaktı, sarkıtlar uzanıyordu Saçlarının uçurumlarından Sonra ürkek bir rüzgar yaladı bakışlarını Omuzların ağırlığını bıraktı boşluğa Onca yük yağmur gibi boşaldı ellerine Güneş boğuldu Ve sen şimdi titrek bir mum alevisin
Bildiğin tek şey hiçbir şey bilmediğindi Çünkü görünmeyen yüzü vardı dünyanın Sen siyah derdin ben beyaz Ve genelde ben haklı çıkardım Bazen parmak uçlarınla yakalamaya çalışırdın Huzuru,aşkı ve bilumum mutluluk yalanlarını Halbuki ben kavrardım, boğardım biraz Biraz ağlatırdım Bunalıp göçerlerdi ismimsiz iklimlere Ama tek taraflı değildi acı çekmek Her şeyin karşılığı vardı hayatta, bilmezdin Şafak vakti sancılarla doğarken güne Gecenin karanlığına hapsederdin nefesini Güneş boğuldu Ve sen şimdi gecenin esirisin
Kör topal bir yaşamın Gözü ayağı olmak ütopyasını kurarken sen Ben kabullendim engelli hayatın aksak yürüyüşünü Şah damarı kesilince insanlığın Zebani bulutlar çökünce yerkürenin üzerine Ve kan yağmaya başladığında ellerimize “Düzene karşı koyma” dedin sonra lâl oldun Halbuki ben bir çocuğun kanında öldüm Bombalanan şehirlerin duvarlarında ağladım Ölmeden kendi cenazeni kaldırmak nedir bilir misin Kefenini dikerken içine çaresiz bakışlar sığdırmak Tek yürekte bütün umutsuzlukları taşımak… Sen bilmezsin Halbuki ben bir çocuğun gülüşünü kokladım Yılları insanca avutmak için
Ay karanlık Gece çıplak Güneş boğuldu Ve şimdi sen gülüşleri ezen bir zalimin Topuklarında nasırlaşan hatıraların sancısısın Beyhude ağlama, kadranı koptu zamanın Ve perde kapandı.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÜNEŞ BOĞULDU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜNEŞ BOĞULDU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgili öğretmenim yalın - tertemiz bir üslûbun var. Çok beğendiğimi belirteyim. Bu cüssede şiirleri genelde pek okumamaya çalışırım ama su gibi aktı. Keyifle okudum.
"Kefenini dikerken içine çaresiz bakışlar sığdırmak Tek yürekte bütün umutsuzlukları taşımak… Sen bilmezsin Halbuki ben bir çocuğun gülüşünü kokladım Yılları insanca avutmak için"
Bir çocuk, yıllar .. Geride kalanlar bir çocuk gülümsemesiyle mutlu oluyorsa.. Hala umut var demektir :)
Kör topal bir yaşamın Gözü ayağı olmak ütopyasını kurarken sen Ben kabullendim engelli hayatın aksak yürüyüşünü Şah damarı kesilince insanlığın Zebani bulutlar çökünce yerkürenin üzerine Ve kan yağmaya başladığında ellerimize “Düzene karşı koyma” dedin sonra lâl oldun Halbuki ben bir çocuğun kanında öldüm Bombalanan şehirlerin duvarlarında ağladım Ölmeden kendi cenazeni kaldırmak nedir bilir misin Kefenini dikerken içine çaresiz bakışlar sığdırmak Tek yürekte bütün umutsuzlukları taşımak… Sen bilmezsin Halbuki ben bir çocuğun gülüşünü kokladım Yılları insanca avutmak için
Ay karanlık Gece çıplak Güneş boğuldu Ve şimdi sen gülüşleri ezen bir zalimin Topuklarında nasırlaşan hatıraların sancısısın Beyhude ağlama, kadranı koptu zamanın Ve perde kapandı.
Seda YÜKLER
Okunası şiirdi severek okudum Yüreğine kalemine sağlık kalemin susmasın _________________________Saygılar
yalın - tertemiz bir üslûbun var. Çok beğendiğimi belirteyim. Bu cüssede şiirleri genelde pek okumamaya çalışırım ama su gibi aktı. Keyifle okudum.
Sevgilerimle.:)