0
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1944
Okunma
yeni yetme türküler dolanıyor kulaklarımda
boş bir kaset…
duvarlarda sesinin gölgesi
gurbet yuva yapıyor göğsümde
bakışlarımda yankısız şimşekler
ben ki gözü dönmüş sarhoş gibiyim
ruhuma hüznü öğreten ezgileri
parçalıyorum ellerimle
yine de hüzzamlı sesin
cüzzamlı mazimden gitmiyor anne
boğazımda kalan yanık kestaneler
ve sobanın üstünde unutulan ağır ko(r)ku
belki de ateşin içine atılan bir pantolondandır
kalbimin böylesine çıplak kalışı
ilk kırmızı
ilk pantolon
ilk yeni
ilk benimdi
külleriyle kefenledin gülüşlerimi…
boğazımda kalan yanık kestaneler
ve tütsülenen gözyaşlarımla
ben hala o çıplak çocuğum anne
hadi çay içelim anne demli olsun
sen şimdi kederimi kaderimle karıştırırsın
istersin ki yudumlayayım yine
sessizce...
sadece su ve dem
hayat ve ölüm gibi
Bil istedim,
artık ben çayı kedersiz içiyorum anne
Şimdi ben,
gözlerimdeki ay’ı fersiz biçiyorum anne…