Her sabah gözlerime göğü çiziyorum Bakışlarım mavi d/olsun diye…
yeni yetme türküler dolanıyor kulaklarımda boş bir kaset… duvarlarda sesinin gölgesi gurbet yuva yapıyor göğsümde bakışlarımda yankısız şimşekler ben ki gözü dönmüş sarhoş gibiyim ruhuma hüznü öğreten ezgileri parçalıyorum ellerimle yine de hüzzamlı sesin cüzzamlı mazimden gitmiyor anne
boğazımda kalan yanık kestaneler ve sobanın üstünde unutulan ağır ko(r)ku belki de ateşin içine atılan bir pantolondandır kalbimin böylesine çıplak kalışı ilk kırmızı ilk pantolon ilk yeni ilk benimdi külleriyle kefenledin gülüşlerimi… boğazımda kalan yanık kestaneler ve tütsülenen gözyaşlarımla ben hala o çıplak çocuğum anne
hadi çay içelim anne demli olsun sen şimdi kederimi kaderimle karıştırırsın istersin ki yudumlayayım yine sessizce... sadece su ve dem hayat ve ölüm gibi Bil istedim, artık ben çayı kedersiz içiyorum anne
Şimdi ben, gözlerimdeki ay’ı fersiz biçiyorum anne…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yanık Çocukluğun Ağır Ko(r)kusu şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yanık Çocukluğun Ağır Ko(r)kusu şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.