İş bu insan evelinden mânâya iman eder Bir bakarsın; maddeye yapıvermiş kıyamı Dünyasını, Ahretini kendine zindan eder Şaşakalır, sorarsın; insan mı eşkıya mı?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ZİNDAN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZİNDAN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu insanoglunun kalbinin iki odasindaki kan akisina ayni anda hakim olmamasindan mi kaynaklaniyor acaba? Bilinmezler denkleminde Allah aklimizi sasirmaya... Selamlarimla Topragim..
Allah malı istediğine, ilmi de isteyene verirmiş. Ben mülkün Müslümanların elinde olmasında hiçbir sakınca görmüyorum. Müslümanlar helal yoldan rızık kazanma ve mülk sahibi olma gayreti göstermelidir. Kasas Suresi'nde geçen "Vela tensa nasibuke mineddünya Dünyadan da nasibini unutma" ayeti çerçevesinde ekonomik zenginlik için nasibini unutmadan çalışmalıdır.
Mülk sahibi olunca da Allah'ın emir ve yasaklarına bağlılıktan ödün vermemek gerekir. Müslüman bir şahıs ekonomik zenginliğe ulaştığı zaman zekat, fıtır, sadaka, kurban, hac gibi ibadetlerini itina ile yapmalı, yetime ve yoksula kol kanat germeli, Allah yolunda infak etmelidir. Görüldüğü gibi zengin olmak Müslüman için suç değil, yapılması gereken ibadet vesilesidir.
Bugün muharref Tevrat'taki "Başkalarının elindeki mallar Yahudilerin gasp edilmiş malıdır." ayetine inananlar mütedeyyin bir insanın elinde en küçük bir mal varlığı, güç ve serveti görmeye tahammül edemiyorlar. Bunların bir kısmı da demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük, adalet gibi kavramlar çerçevesinde kurulan süslü cümleler ile yoğun propagandaya maruz kalarak bahsedilen inanış ve düşünüş seviyesine gelenlerdir. Asimilasyona uğramış bu tiplemeler de Müslüman oldukları halde muharref Tevrat'tan farklı bir anlayış geliştiremiyorlar.
Müslümanlar da arsa, arazi, gemi, araba, villa, konut sahibi olabilirler. Örnekleri bir hayli çoktur. * Aşere-i mübeşşere’den (Cennete gidecekleri ismen müjdelenen on kişiden) Hazret-i Zübeyr bin Avvam tüccar idi. Medine’de, Basra’da, Kufe’de ve Mısır’da mülkleri, geniş arazisi ve bin hizmetçisi vardı. Fakat bütün gelirini fakirlere dağıtırdı.
* Yine o on kişiden Hazret-i Abdurrahman bin Avf, vefatında iki milyon altın miras bırakmıştı.
* Cennetle müjdelenenlerden Hazret-i Talha da zengindi. Şık giyinir, süslü gezerdi. Yüzüğünde kıymetli yakut taşı vardı.
* Yine Cennetliklerden Hazret-i Osman da zengin tüccardı. Tebük gazasında on bin altın ve mal yüklü bin deve verip Resulullah efendimizin duasını aldı.
* Zenginlik nimettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: Ahir zamanda müminler için zenginlik saadettir.İ.Rafii
* Hazret-i İbrahim, Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman çok zengin idi.
* Eshab-ı kiramın fakirlerinden çoğu, zenginler bizim gibi ibadet ettikten başka, malları ile hayırlı işler yaparak çok sevap kazanıyorlar diyerek, şükreden zenginlere imrenirlerdi.
Hz. Ebubekir Mekke'nin en zenginlerinden biridir. Peygamberimiz de ticaret ile meşgul olmuş, zaman zaman büyük kar sağlamıştır.
Müslümanların mülk sahibi olduğunu görünce veryansın edenler İstanbul'un en lüks yerlerinde Boğaz'daki trilyonlarca dolarlık kırmızı villalar Tapınakçılara, siyah villalar Masonlara ait, bunları hiç gündeme getirmiyorlar.Oysa buralar İngiliz üssü gibi çalışıyor.
Kitap, sünnet, icma, kıyas bilmeyen, yalnızca Müslümanım demekle yetinen insanlar da Tapınakçılar ve Masonlar ile birlikte Müslümanlara veryansın ediyorlar. Çalmaktan, yolsuzluktan, soygundan rahatsız olanlara bir bakıyorsun Kurtuluş Savaşı için Hindistan'dan gönderilen yardım paralarının çalınarak İş Bankası'nın kurulmasından bir hayli memnunlar. Daha bunun gibi onlarca örnek var da gerek yok, yazmayacağım. Davetiye ve tabela tasarlamam lazım. Meşgulüm.
Yaşanan olaylar çok karmaşık görünüyor, bilgi kirliliği var ama; bilenler için her şey azami düzeyde duru ve net. Çünkü bilenler bir haber duyduğu zaman bu haberi veren kişi, mecmua, tv, radyo ne olursa olsun; haber veren kişi nasıl biri ona bakar. - Sabah ve yatsı namazı kılıyor mu? - Günah işlemekten sakınıyor mu? - Alkol kullanıyor mu? - Müslümanların derdini kendine mal ediyor mu? - Hz. Peygamberin hayatının ders olarak okutulmasından memnun mu? - Kuran kurslarını destekliyor mu? - Cami yapılmasına katkı sağlıyor mu? Sorar. Sonra "Fasıktan gelen habere inanılmaz." der ve elinin tersi ile iter veya dört dörtlük inanır. Sorularına bulduğu cevaba göre.
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zümer 9
Ne güzel bir dörtlüktü. Bana bu kadar yazdırdı. Belagatta sihir kuvveti varmış. Bu dörtlükte de sihirli bir güç var gibi sanki. Kutluyorum, alkışlıyorum. Sizi takip etmeye devam edeceğim. Son zamanlarda değişen üslubunuz bana daha çok hitap emeye başladı. Kısa ve net.
Emrullah Bedir tarafından 3/2/2014 6:26:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emrullah Bedir tarafından 3/2/2014 6:31:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emrullah Bedir tarafından 3/2/2014 6:34:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
İş bu insan evelinden mânâya iman eder Bir bakarsın; maddeye yapıvermiş kıyamı Dünyasını, Ahretini kendine zindan eder Şaşakalır, sorarsın; insan mı eşkıya mı?
Hoş geldin usta........ Anlam dolu dörtlüktü severek okudum Yüreğin kalemin var olsun _________________________________________Saygılar
Hak ehline tarif edilen manevi yol; esas gayedir ...O yolda olmak ve ötelere ulaşmak için sadık olmak gerekir... O sadakatten fire verildiği vakit, işte o zaman ahreti, dünyayı herşeyi kaybeder tepetakla gider insanoğlu...
Yani bir insanın klişesi bozulmasın, şayet bozulursa ne dili ne fiili hakka yakın olamaz...
İnsan insan olur alacağı yoksa bakarsın eşkıya olur karsıya menfaat çıksa Alimler insanın ölçüsünü şöle tarif ederler kırmızı lira ve beyaz baldır meyli yoksa insan varsa sizin düşündüğünüz gibidir.doğru sözleri tebrik ederim kalemin daim olsun Selamlarımla
Bilinmezler denkleminde Allah aklimizi sasirmaya...
Selamlarimla Topragim..