ÇEÇEN DESTÂNI -II-
Çeçen dâvâsına sâhip çıklalım
Uğruna öldüğü tek şey dinleri. Onlar Şeyh Şâmil’in has torunları İffetle, şerefle dolu dünler. Ne sıcak bir çorba, ne sıcak bir aş Gözlerden dökülür damla damla yaş Kalmadı ülkede taş üstünde taş Harâbeye döndü güzel hanları. Kale gibi durur dağda kış günü Yalın ayak yürür dağda kış günü Aç, susuz can verir dağda kış günü Buzları eritir Çeçen kanları. Beslenir dağlarda ot yemliğiyle Çay içer sapı yok bir demliğiyle Her zaman yaşadı öz kimliğiyle Hak’tan gayrısına dönmez yönleri. Rus’u yenip çalım ile say etse Kollarını kırıp okun yay etse Yazdığı destânı bir bir pay etse Şu kirli dünyâya yeter şanları. Azık “kar helvası” aç olan yiye Karlı dağda kardan kefeni giye Ya gâzi, ya şehit olayım diye Cânân’a adamış canım canları. Halayından belli farklıdır toyu Köle edemezsin asildir soyu Ruslarla çarpıştı yüzyıllar boyu Kendi kılıcına hasret kınları. Onlar dağ başında biz evimizde Onlar çile çeker biz keyfimizde Onlar işkencede biz zevkimizde Bir hüzündür çöker bayram günleri. KARA, zâlimlerin çırasın yakma Onlar yakıp/yıksın, sen yuva yıkma Rabbim Çeçenleri yalnız bırakma Senden tek isteğim koru onları… 16/03/2000 Hanifi KARA |