Geçmedi Üşümem
Beklemek
Hep seni beklemek Seni beklemekle kendimi bulmak Bulmak Yaşamın güzelliğini Tatmak En güzel gülüşleri gözlerinde Varmak Tılsımını kaybetmiş sevinçlere Tek neşem olmak Dili tutulmak Sende kalmak Gitmemek Hiç bir yere gitmemek Bir yağmur damlası gibi sende kayboldum Ağladım Yağan bulutlar gibi Tutundum kirpiklerine Hayata tutunur gibi Dünyada benim için var olan sendin Sensin bu dünyamı güzelleştiren Boğuluyorum bazen Yokluğunda boğazım düğümleniyor Nefesim kesiliyor Soğuk bir kurşun gibi Namluyu yırtar gibi Geceyi böler gibi Telaşlı, dalgın, uzak şehirlere sürüklüyor beni Kayboluyorum yokluğunda Yokluğunda üşüyorum Gitme Gitme benden Benim dünyamdan Benim hayatımdan gitme Konuşuyorsun kısık bir sesle Sesini duyamıyorum Göremiyorum Kör değilim görmüyorum seni Gözlerim ağlamaklı Kan ter içinde Titriyor tüm özlemim Üşüyor ellerim Kalk gel Kalk gel bana Seni bekliyorum Sesini duyar gibi Dizlerinin dibinde oturur gibi Ellerini tutar gibi Bekliyorum seni Gitme der gibi Bu hain dünyada, dünyamda Tek gerçeğim, tek sevdiğim sensin Ne nehirlerin akışı Ne rüzgarın sesi Seni uzaklaştıramıyor benden Sen benden uzaklaştıkça Cesetleşmiş bir tabutu öpüyorum Mezarın soğukluğu içime işliyor Nefesimi Nefesimi kesiyor benden Caddelerin sarhoşluğu vuruyor yüzüme Kaldırımları yosma yığınları dolu Yüksek sesle özlediğimi haykırıyorum Eğilip dudağındaki buğulu titremeyi öpüyorum Gözlerin ağlamaklı bir bulut gökyüzünde Gözlerin ağlamaklı bir çocuk sokak ortasında Eğilip gözlerinden öpüyorum Gözlerin örselenmiş bir pencere odamda Onca kapı arkasından sesleniyorum sana Tokmağı paslanmış bir kapıyı tıklıyorum Kuşkusuz yokluğun bir sığınak içimde Bir mezar soğukluğu değiyor tenime Bir kurşun namlusunu terkediyor Tetiğinde senin parmak izlerin Vuruyor geceye yokluğunun sarhoşluğunu Beklemek Hep seni beklemek Seni beklemekle kendimi bulmak Bulmak Yaşamın güzelliğini Tatmak En güzel gülüşleri gözlerinde Varmak Tılsımını kaybetmiş sevinçlere Tek neşem olmak Dili tutulmak Sende kalmak Gitmemek Hiç bir yere gitmemek Bir yağmur damlası gibi sende kaybolmak Ölmek Koynunda uzanıp bir yatakta Tuğlalardan saraylar kuruyor yokluğuna ellerim Kar yağışı Yağmur yağışı birbirine karışmıştı Yokluğunun sesinden bir resim çiziyor gözlerim Parmak uçlarım buz gibi Ufku kararmış bir gökyüzü Sis perdesi çökmüş bir yol haritasıdır ömrüm Susuşlarıma yabancı kaldım Eğilip öptüm Öptüm, öptüm kirpiklerinden geceyi Hiç şüpesiz sendin Selvi ağacının gölgesinde soluklanan Perdemi araladım gördüm seni Kar yağışı Yağmur yağışı birbirine karışmıştı Saçlarından, saçlarından tanıdım Salkımsöğütlerinden güzel saçlarından Karanlık yalnızlığımdan süzdüm yokluğunu Ağaç dalları yapraksız kaldı Solan yapraklar Ürkek kuş sesleri Evsiz kediler Sokak köpekleri arkadaşımdı benim Yalnızlığımdan yağmurlar topladım Kar yağışı Yağmur yağışı birbirine karışmıştı Geçmedi üşümem Ben bir söğüt ağacının gözyaşıyım. İbrahim DALKILIÇ 14/02/2014 03:50 |