BEN GİDİYORUM
Yaprakların solup yere düştüğü bir gecede
Yine sana sesleneceğim Hiç görmediğim bir çiçeği sever gibi seni seveceğim Topraktan sana söz edeceğim Bu hayattan birşeyden vazgeçmemi isteseydiler Vazgeçemiyeceğim tek sen kalırdın içimde Senden sözedeceğim Hiç görmediğim senden Hiç sesini duymadığım, kokuna sarılamadığım senden Bir yandan sana seni anlatacağım Bir yandan kendimde seni yaşıyacağım Ben seni yaşarken seni anlatacağım Mavi bir ölüm yolculuğunda Sen kürekleri yağlı urganları batırırken denize Ben gökyüzüne seni anlatacağım Sana ellerimle dokunarak Gözlerimle gözlerinin içine bakarak Martıların denizi nasıl sevdiğini anlatmak isterdim Ama senin yanımda olmadığın kesindi Ve tanıktı bu yokluğuna İçimde solan yapraklar Ve bir kadının yokluğu ölüm demedi kimse bana Ben ölümü yelkenleri batırılmış gemilerde tanıdım Ve sana seslenmek istedim Soğuk gecelerin içimi yağmalayıp Kan pıhtısı parmak uçlarımdan Ayak bileklerimi yağmalarken Hiç görmediğim bir çiçeği sever gibi seni sevdiğimi Bir gün bende giderim Hoşçakal diyeceğim kimsem olmasa bile Seni seviyorum diyerek Cehennemin cennetinde olduğunu düşünerek Ve yine yeniden bir müebbet aşk uğrunda Küstahça geceleri kurşunlayarak gideceğim Belki yine bir gün gelirim Yine sana seslenirim Gözlerinin içinde duruyormu hala benliğim Sana kendimi bıraktığım gibi baktınmı bana Artık yalnızlığıma sığamıyorum Sarı renkli uçurtma iplerinin tellere dolandığı gibi Soğuk bankların üzerine yüreğimle sarılıyorum Umudlarım geride kalıyor Ben gidiyorum Mavi bir ölüm yolculuğunda Sen kürekleri yağlı urganları batırırken denize Ölüm koğuşu karanlık bir kabin içinde Gözlerinin içine kendi cesedimi yatırarak Ben gidiyorum. İbrahim DALKILIÇ 12/02/2014 03:30 |