ardından mezopotamyalı zılgıtlar kopar...
yürü git ardına bakmadan
eğretide olsa sahte bir gülüş iliştir bal damlası gözlerinin bana bakmayan yamacına... kasabalı çocuklarla bağıra çağıra söylediğimiz o lirik türküde kayıp düştü dudaklarımın sana çıkan dik yokuşundan göz yaşına yaslı fersiz bakışlarım bilinmedik lisanla ağıtlar yakar dövülesi dizleri olmasada ardından mezopotamyalı zılgıtlar kopar... geceler şimdi akıllara ziyan ıssızlık içimde bir tutamlık sen artığı tuhaf ince bir sızı ... notaları eksik hüzzam makamında o malum beste bensiz sensiz duyma sen yürü git ardında ses bırakmadan aldırma içimde kıyametler koparken usul usul sen git ... ardına bakma sakın aldırma kararan umutlarıma gri göz yaşı asarım sadece yürü gerisi tın hiç olmadım ki nasılsa... saçlarıma düşen aklar eylül sancılı kara kışlardan geldiğinde bayram yeri o yollar gidişinden utanır... her attığın adımda biraz daha üşüyor avuçlarıma sığınmış sıcağın gerisi yok bende hüzün boyalı kahırlar kalır yarınlar adına aldanmışlıkların acısı içimde kalır bakma ardına yürü... Hasan ODABAŞI |
Ne varsa yüzümde tebessüme ait
Bir gece yarısı düşüne gömdüm
Öldüm ...
Beni anlarsın değil mi abim?