Bakır Yangını
yol uzayıp gider
içtenliğin içi bilir sen gülümsersin ne söylesem şimdi boynum kıldan ince ne söylesem küsersin hafif bir uyku hali çıktı çıkacak dilimde esin çağırmayın kokular dönerken dünyama anlatın gözlerim kapalı anlatın bana merak etmeyin biliyorum sesinde yürümeyi boşluğun bir şarkı tutturup rahatlamayı hafif büzülerek kalbime kendimi avutmayı lakin sevinçli diye güller bahçemde şimdi nereden bileceksin sen bunu yol bayır rengarenk kuşlar konar ırmağın ruhu durgunluğu ve hava güzel desem de çatlasa aniden bahar nereden bileceksin hangi yanı eksik nereden duyacaksın ocağın kucağı ateşten ve senin gözlerin bir laciverdin içinde bakır yangını nereden bileceksin senin olmadığımı dağın sırtına yaslanıp şarkılar söyleyen sincap sarmaşıklar tanrının eli eli imiş gibi rahat dinlerken gökyüzünü mutluluğu yapraklarına ileten ağaç duymazlıktan gelir söylediğimi eğer başını bir kırmızıya dost olur kör olur bende sende çözülür elleri vadilerin savrulur iki bedende teklik sancım kır kapısından geçti yumdu beyaz çitler gibi kendini ayın dudağına yasladı başını kandı gül göğsünde karanlık karası çıtırtılar aşkına yuvarlandı. |
''ve senin gözlerin
bir laciverdin içinde bakır yangını''
şiirin hemencecik saran yanları var
ve ismi okutan bir isim
şiir için teşekkürler