son durak uçurum...
gel hadi
kırıldıgım yerde sarılamıyor yaralarım kırıldıgım yer yoklugunun canımı yaktıgı geldigin yer br cennetin varlıgının son ispatı gel hadi gittigin gibi ansızın soru sormadan ve cevaplanmayı beklemeden ve ben ayılmadan yeni bir gune baska bir aşkın kıvrımlarına dokunmadan yasadıgım bu tuhaf bitkisel hayattan cıkmadan gel hadi yollarını ezberledigim sehrin gelirsin diye cektigim resimlerim sen gittiginden beri dinledigim her sarkıyı ezberledim ben gelirsen diye sakladım gordugumu unuttuklarım icin bagısla beni ben hala sensis bir gunun degerini tam olarak kavrayamayanlardanım gülümseyemiyorsam affet beni ben hala sensis bu dunyanın buyuklugune inanmayanlardanım gel hadi yazarken verdiğim ’es’ler bu soluk alma cabası ic cekişlerim bu bir turlu gelmeyislerin bu yokluguna yazarken tükenişlerim seni dusunup kendime dokunup tanrıyı aldatma tesebbuslerim bu gelmiyorsun ya aksam olmuyor olsada gece bitmiyor bitsede sabahın ilk ısıkları öyle aydınlıkki acılmıyor gözlerim gözlerimin acılması işime gelmiyor aglamıyorum artık gittiginden beri her yeni gune bir baska yalnız uyanıyor ama yasamıyorum artık karnımdaki agrılar gectiginden beri hissetmiyorum seni son gordugumden beri kimseye bakmıyorum sanki yalanmısız gibi bu tiyatro oyunundaki son sahnede hanceri sırtına saplanan benim saplayan ben bu inkar ettigim dunyamın sorunmlusu tutulup bilirkişilere suikastler duzenyelen ben ben ki sahip oldugum hayatı sana yakın bir yörüngede tutmaya calısan kusatma altındaki bir kalenin son savascısı içime cektigim nefesin tek nedeni sensin bırak son nefesimi vermek icin baska bir yukumluluk yoksa eger dokunsun sadece senin ellerin... |
"bu yokluguna yazarken tükenişlerim
seni dusunup kendime dokunup
tanrıyı aldatma tesebbuslerim"