ZAMANSIZ GELİR AŞK
Yaramaz çocuk koşturur ve yorulur,
Kapına gelir bir yudum su ister, Gözlerinde belirlenir, yüreğinde şekillenir aşk. Hare hare dağılır her zerrene, Sıcak, samimi, sevecen, çokça da yalan.. Bir sokak yosması öpücüğü kadar şehvetli, Rem uykusu derinliğinde gizemli. Duyu organların algısını yitirmiş, Göz kapakların şişmiş, bir yudum sevda diline dolanmıştır bile. Mayın tarlasında: yürümek yakamozların üstünde yürümektir ot çektirip aşka düşürdüğün gönlünde. İnce kıvrımların sızlar, Suçüstü basarsın bedenini, Kıran kırana savaş başlamıştır aklınla yüreğinin arasında, Aklınsa hep yalnızdır bahtsız bedevi gibi aşkın ortasında. Tek düze planlar yapar, Karış karış hayatını düzene sokar, Tırnaklarınla tutunursun yaşama… Bir yudum su isteyen yaramaz çocuk Yıldırım gibi düşer ocağına… Son oyuncağından da sıkılır Bir başka oyuncak için geldiği ufka doğru yol alır. DÜŞSEL BİR MASAL DEĞİL Mİ AŞK? SERA BİTKİSİ GİBİ EKİP ÇİÇEK AÇMASINI BEKLEYEMEZSİN… |