Beyoğlu güzellemeleriyorgun bir sokak çalgıcısı eski bir kilise ve ben üşürken tramvay izlerine basmamak için soldan koluma giren martı sesleridir yokluğun bütün caddelerden aynı anda saldırıya geçer canavar düdükleri aşkı öldürün aşkı öldürün yangın mı var yoksa yoksa hırsız peşinde mi hala yaşlı ve göbekli siviller boş verin şimdi bunları benim damağımda dilimde yaş üzümün kokusundan nefesinin buğusuna kadar saçlarına kış saklanmış Ortaköylü bir kadın var sıtmaya tutulmuş gece kuşları gibi tir tir titreyerek geçirdiğim şu ömür aşkı kalbinde büyütmüş binlerce zavallıdan biridir senin de ellerin küçük oysa oysa ayrılık büyütür her gün biraz daha daha daha diyerek ölünür kaç büyü bozulur üst üste gözlerin dudaklarına sığmaz baktım öpücükler saklıyor tuttum kattım dilini dilimin çehresine ey simyacı ey şu aşk denen palavracının can kardeşi çevirmezsen bizi yolumuzdan ha bu dünya ha ahiret her yer bize cennet her yer cennet |