BİLDİĞİN ÇOCUKTUK BİZ
kararınca yaşadım hayatı
küçüktük çocuktuk işte.... öyle ki küçük bir avlunun içinde dünyanın etrafını dönerdim sanki elime bağladığım poşetleri uçurtma niyetine havalandırırdım ve boyum kadar sanırdım gökyüzünü eşiğine oturup kapının beni tanıdığına inandığım kuşların misafirlikten dönüşünü izlerdim hep bakraçtaki suya koca koca gemiler çizer uzun yolculuklara çıkardım ... topraktan bebeklerim vardı, çamurdan insanlara benzeyen. uyuduğum yerde uyanmazdım hiç günlerin adı,saatlerin süresi yoktu bildiğin iki mevsim vardı bize biri yaz diğeri ayaz leğende yıkar leğende yıkanırdık biz kurusun diye saçlarımız dizilirdik sobanın sol yanına sağ yandan çalardı soğuk... kışın termiye satın alırdık bulgur karşılığı güzün muşmulayı tanırdık bir de misafir gelince patlatılan mısırları öyle çok çeşit yoktu menümüzde birgün yufkaya dökülmüş bulgur pilavı ertesi gün mercimeklisini yerdik daha olmadı ayrana kalan aşı katar çeşit yapardık küçüktük işte bildiğin çocuktuk onmaz diz yaralarımız vardı bir de ona eşlik eden dirseklerimiz en kötü hastalığımızda sabahlara kadar öksürür ilaç yerine margarin yuttururlardı yumuşasın diye yüreğimiz öyleydik işte küçüktük bildiğin çocuktuk yani.... AYŞE IŞIK UYANIK 07 OCAK 2014 |
BİLDİĞİN ÇOCUKTUK BİZ
kararınca yaşadım hayatı
küçüktük
çocuktuk işte....
öyle ki küçük bir avlunun içinde
dünyanın etrafını dönerdim sanki
elime bağladığım poşetleri
uçurtma niyetine havalandırırdım
ve boyum kadar sanırdım gökyüzünü
eşiğine oturup kapının
beni tanıdığına inandığım kuşların
misafirlikten dönüşünü izlerdim hep
bakraçtaki suya koca koca gemiler çizer
uzun yolculuklara çıkardım ...
topraktan bebeklerim vardı,
çamurdan insanlara benzeyen.
uyuduğum yerde uyanmazdım hiç
günlerin adı,saatlerin süresi yoktu
bildiğin iki mevsim vardı bize
biri yaz
diğeri ayaz
leğende yıkar
leğende yıkanırdık biz
kurusun diye saçlarımız
dizilirdik sobanın sol yanına
sağ yandan çalardı soğuk...
kışın termiye satın alırdık bulgur karşılığı
güzün muşmulayı tanırdık
bir de misafir gelince patlatılan mısırları
öyle çok çeşit yoktu menümüzde
birgün yufkaya dökülmüş bulgur pilavı
ertesi gün mercimeklisini yerdik
daha olmadı
ayrana kalan aşı katar
çeşit yapardık
küçüktük işte
bildiğin çocuktuk
onmaz diz yaralarımız vardı
bir de ona eşlik eden dirseklerimiz
en kötü hastalığımızda
sabahlara kadar öksürür
ilaç yerine margarin yuttururlardı
yumuşasın diye yüreğimiz
öyleydik işte
küçüktük
bildiğin çocuktuk yani....
Ayşe Hanım, çocukluğunu ve çocukluk özlemini bu kadar güzel anlatan dizeleri daha önce hiç okumadım. Anladığım kadarıyla sizde köylü çocuğusunuz. Çok beğendim. Kalemin daim olsun. Tebriklerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr