SUSKUN ZAMAN İNFAZLARI
Sanki yitik ve öksüz kalmış,
Başı bir dağın omzunda eğik, sahipsiz bir güldün sen. Hareketsiz parmak uçlarında zemheri Toz pembe ağartılarında şafağın, Başımda ağrıyandın sen. Şimdi; bir gökyüzü düşür avuçlarıma; Hançerleyip mavileri kanlı ellerinle. Bilmez misin bıçkın bir dal ucudur dokunuşun güneşe. Sanki yitik ve öksüz kalmış, Başı bir dağın omzunda eğik, sahipsiz bir güldün sen. Şimdi söylediğin tüm türküler, Sanki haylaz bir çocuk telaşında gülüm. Dışarısı kar, dışarısı bir ölüm beyazlığında gülüm. Söylesene; buz tutan bir yalnızlığın adımıydı aşk. Ya da yutkundukça kursağına takılan hüznün tadımıydı aşk. Neylersin şimdi; Yağmurları sırtlamış gözlerine bakıyorum her saat, Ve süt beyaz kağıtlara çiziyorum seni. Boş vermişim, Hayli zaman olmuş, kan dolalı mürekkebine kalemin Ve hayli zaman olmuş başıma taç olalı elemin. Şimdi bana senli yarınlarımı kim verecek, Kim sırrı sevdaya gebe vuslat türküleri söyleyecek. Hani kim bilir daralan zamanlarında güneşin, ellerini ısıtmak vardı, Üşüyen saçlarına ayın yıldızlar takmak vardı. Kan kırmızı bir gül uzatmaktı soğuğuna zemherinin, Düşler kurmaktı düşüne düşüp ansızın, Bana düşlerini verir misin gülüm? Kundaklanmış körpe sızılarını verir misin? Isıtır mısın seher bozumu kan uykularımı? Ve nefesinle tarar mısın ışığına muhtaç saçlarımı? Çıldırdım bu çelişen aklımda, pusu kuran sessiz duvarlardan, Çıldırdım yargısız, sorgusuz, bu dar ağacı infazlardan. Bana hasretinden sıyrılmış umutlarını verir misin? Bölüşülmemiş, üstüne titrenmiş yürek atışlarını verir misin? Firarları kurtarıp zamansız vurgunlardan, Bana gelincik adımı kaçışlarını verir misin? Vurur musun alnından, boğazıma sarılan bu kahpe yalnızlığı. Ya da vurur musun işte katline sebep bu tanıksızlığı. Sanki yitik ve öksüz kalmış, Başı bir dağın omzunda eğik, sahipsiz bir güldün sen. Tırnak uçlarında hayata tutunurken isyan, Elleri koynunda mahzun, biçare bekleyendin sen. Şimdi; bir avuç gülüş düşür gamzesi sırat esaretine Biliyorum hırçın bir can ucudur dokunuşun ölüme. Engin Badem |
ayrılık,
yalnızlık,
acı,
sevda
biraz ümitsizlik biraz da ümit ne güzel harmanlanmış,güzel bir şekilde ifade edilmiş...
Neylersin şimdi;
Yağmurları sırtlamış gözlerine bakıyorum her saat,
Ve süt beyaz kağıtlara çiziyorum seni.
Boş vermişim,
Hayli zaman olmuş, kan dolalı mürekkebine kalemin
Ve hayli zaman olmuş başıma taç olalı elemin.
Şimdi bana senli yarınlarımı kim verecek,
Kim sırrı sevdaya gebe vuslat türküleri söyleyecek.
sevilen başlangıçta gül ile özdeşleştirilmiş ileriki mısralarda "gülüm" kelimesi birkaç kez tekrarlanmış Sadece gülümler biraz fazla gibi geldi onlar çıksa çok daha hoş olur gibime geliyor. Şiirinizi bir kaç kez okudum. çok güzeldi. Tebrikler...