KUŞLAR HAVALANIR GÖNLÜMDEN
“Emineye…”
KUŞLAR HAVALANIR GÖNLÜMDEN en çok seviyorum diyene inanırız da en çok sevene inanmayız…” yaşadıklarımdan saklanmadan beni benden saydıklarım hep üzdü bazen de deli dediler bana çocukluğumu gizleyemediğim için büyüdüğüm de… hainlikler çıkar ve nefret musallat olmuşsa medine vesikasından da uzağa düşermiş insan marazlarda da yalancı merhametlerde de… eminem nasıl insanlarız biz patlama sesi duyunca balkona koşup merakımızı gideririz de trafik lambası her kırmızı yandığında araçların camına eğilip dilenen yalınayak üstü başı yırtık pırtık insanları görmezden geliriz… belki de bundandır. tevekkülü hiçbir şey yapmamış olmamızın utancı filmlerin düşmesi bize… şefaat ya ey insan… sevgisizliğin üvey evladı… olgun başakların da boynu eğridir diye bir kere ‘kötü adamı’ oynadın mı? bir daha ‘iyi adam’ olamıyorsun… kendine kurdeşensin kendinle olan saf ilişkini yitirirsin… ne yanlış ağlayacaksın… ne de veresiye güleceksin… herkes kendi devrimini yapsın… eminem insanlar çocuklara ‘çirkin…’ ‘sümüklü...’ ‘yaramaz şey…’ niye derlermiş biliyormusun “biz buna değer vermiyoruz canını almaya değmez…” deyip saklamak içinmiş ölüm meleğinden… şefkat ya ey insan… bütün bebeklerin gülüşü de ağlayışı da birbirine benzer… isterse yere düşmüş bir vazo gibi dağıtsın orman yapraklarını isterse rüzgâr uçursun böcek iskeletlerini ya da sarhoş bir bestekâr dünyanın en ayık şarkısını yapsın ya da yanı başımdan geçen bir emektar bana "deli mi bu ne…" bakışları atsın. velhasıl işin aslı yani eminem… bir tanem… isterse selam bile getirmesinler ateş ve ışığı tanrılar dağından çalan promete’den… zühre ile tahir’den… … değince ellerin ellerime elinin her bir parmağı çift dallı gül olur kaderlerini sevdalarına bağlayan kelimeler çıkar cümlelerimden… sonra bakışların her değdiğinde gözlerime okşanmış kedilere benzeyen kuşlar havalanır gönlümden… -----kenan can yoldaşlar// kuşlar havalanır gönlümden… 22.12.2013 ankara |