0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2638
Okunma

Bir hür kelimelerimiz kalmıştı
silmeye çalışma onları
senin yaşların,
yaşadıkların
çünkü bilgeliktir saçların
taşır en beyazını mavilerde
masumiyettir,
sen neredeysen
barış ordadır
bir uçurum taşır omuzların
sürecektir kışları
baharlar daha sıcak
sözgelimi kilim dokur
her bir kılına ait yazgısı
sımsıcak didişen ellerin
dişlerinde artığı ömrün
bir çocuktan alınma haberi
biriktiren bayram heyecanıyla
serinliği avuçlarında
asilliği duruşunda
tam ben davranıp öpecekken
kapanan yorgun gözlerin
hasta milletim
kavgalarda, ateşlerde büyüyen
düşünceler, çarpılan sinirler
sevgilerle yontulur bu ateş
söner, söner bacaklarında lekesi
gergin günlerin hatrına
cenneti bekleyen
bir çift söz olur sesin.
Sana diyorlar, sil yaşlarını ellerinden
sana demesinler kuzum, sana
ilişmesinler kimseler
bir sen mi kaldın ağlayan?
bir sen mi bu şarkıyla yanan?
memleket, memleketim, Türkiye’m
baktım, sevdim, okşadım
ellerinde büyüdü sakalları dedemin
düzlüklerden bıkıp bayırlar çıktım
bunlar kuşkuyla bakılacak şeyler mi?
sen, ben, memleketim
ellerim
ne vakit bir felsefe okusam
başımda tokatları adamların
çekip götürsem seni
biraz aşk, aş ve ekmeği
ekmekten canım, sudan, tuzdan
bahsedemez oldu gençliğim
saçlarım, kökünden çekiyorlar
sana beslediğim çığlığım
çünkü bir apartman dikmişim
ölümümle ardı sıra büyüyecek
şiirler biriktirmişim
ağır ağır bir sigara
senden kalan bana cesaret
öksüz kokuna karışan erk’im
şeytandan ibaret
biraz kendine dönüşen
hasretliğin hatrına
önyargı çukurundan
ana sütü gibi hakkıyla içilen
kelimelerin bahtına
sevgilim
bırakın
hür kalsın memleketim
5.0
100% (3)