Köy Düğünü 16- Urba dHalil Ağa “-bismillah” deyip çayını bile karıştırmadan daha bu defa işi halletmeye kararlı “-Hacım” demiş ama.. … ters ters bakmış, hitdetle gaşlarını çatmış gene Hacı Basmacı beklemiş.. beklemiş bu defa sesini yükseltmemiş.. yumuşacıııık “-ne ulen münafık.. ulen ne lafdan anlamaz ahretliksin sen yahu he.. hıı!! de bakalım ne! buyur..” "-Hacım ölüm olur, zulüm olur “buyur” Allahın emri yarına çıkcamız ne malim hesabı görüp helalleşelim" dediğinde munis bir sesle kucaklamış Hecaz arkadaşının sakalını okşamış iki omzundan tutup karşısına almış gözlerinin içine bakmış "-ulen..!! gapımızı çaldın, eyvallah, bereket yağdırdın Rabbil Alemin’de senin ömrüne bereket yağdırsın.. İnşa-Allah!! İnşaalla-u Teala her iki dünyan da nura gark ossun” “-sen de İnşallah hacım” deyoru, yutkunuyoru “-inan bu hesap beni huzursuz ediyoru” hazır kimse yoğukana.. şu hesabı bi görsek! Ha!1” “-eyi madem.. pekey.. madem ısrar ettin.. gel bakalım da! len sanada mı hesap dutacaz, münafik göynünden ne goparsa ırafık “hunu müynasip gördüm, göynümden bu gopdu de” eyvallah gerisinden bana nee.. sana neee!!” “-…” Allah cezanı galdırsın get!.... benden yannı gatın gatın[1] helal-hoş ossun." Halil Ağa geldiğine pişman, o(ğ)lanı everdiğine de(ğ)el emme urba uçu Yalavaca geldiğine bin pişman neytse nafile Sücüllü’nün yolunu dutmuş her seferinde bir üç beş n(ih)ayet iki sene sonura Halil Ağa kapıyı çalıp, "hacım hesabı görmeden töbossun getmen mahçup oluyon valla yauv uykularım gaçıyo" der demez, bizim basmacının canına tak etmiş "-ne! sen hesap mı deyon” “-..” “-....” “-gel görelim hacım … gel otur..” .. “-gel bakalım hacım höyle annacıma bakalım-bakalııım bizim kara kaplıya" açmış -eski yazılı[2]- kara kaplı defterin sayfalarını "-Bismillahirrahmanirrahiym!" "-ahret gardaşım hacım" böğün dünya yarın ahret böğün mübarek gün cüm!a gelelim senin urba[3] hesabına gara gaplının ak sayfasına eveeet………, evvet !! Sücüğüllülü gadim[4] dosd Haci Halil Ağ!ğa!" cem’an "-binüçyus liyra!" benyinden ataş fışkırmış senin Halil Ağanın "-ne!" demiş "-hacım neyttin sen Allah-lillah aşkına ben üç yüz bile yoktur deyodum" "-aldığımız bi düğünlük urba" Yalavaşlı, Hacı Basmacı hiddetle çatmış gaşlarını eğmiş çehresini .. … … … bir müddet beklemiş ne nefes alınmış, ne renk verilmiş "-Haci Efendiiiii" demiş beklemiş, “-…” beklemiş tekrar "-Hac(i) Efendi" demiş, ……… "-biz seninen peygamber bazarlığı[5] etdik." “-..” "-düğün ediyon, durumun sıkışıktır dedik dile goley bi hakkın ikki sene de bekledik, … onuna-bununa selam göndermedik bi günden bi ğüne gapını de(v)şirmedik yolunu çevirmedik "hacı bizim hesap" demedik." “-..” "-o ğün deviz şu fiyetti böğün bu fiyet habarın var mı senin ektisattan bu çark nassı dönüyo zannediyon e(n)flasyon va(r), memlikette eflasyon." "-eh! artık bizim de canımıza yetti sen de birez mer(ha)emetli ol, canına okuyoru milletin bu ektisat ee… idaret et gari zaten işle(r) kesat, sana göre işler ayna çal-çal oyna değil mi yaa!! senin umurunda mı Yalavaşlı basmacı hacı ağa boninin[6] mühleti[7] geşmiş, ona keza başga ödemelerimiz de vaa canım burnuma ğeldi vallaha yete(r) gari yau Allan aşgına" “…………….” “-bu ğadar da olmaz gayri ya” ……… "-bak arkıdeş burası bi tecarethana burada her bişşey para! öde!” “-…” “-öde, değilse icra galdırıyın valla heciz endiriyin hem valla hem billa me(v)zu tecaret oldumuydu plensipimden şaşman benim annayışım bu feriştahımış annaman bobamı bile diğnemen Hacı Ağğa" Halil Ağa, düşünmüş, "-senet yok, sepet yok desem Allah mafaza, harcandı geyildi, aldıklarımı iade etsem aradan bunca zaman geçti eskidi” hacı arkadaşı gene bunu bağrından itmemiş fayız gomuş emme borcunu heş değilse taksitlendirivimiş" de! de(ye)cen senin Bıkkanın Halil namı diğer Hacı Halil Ağa tö(v)be gadim dost Hacı Halil Ağğa böyle düğün edivimiş hacı arkadaşı basmacının sayasında! “-gari hinci Allah! duşmanıma dahi böyle basmacı üsdelikde Yalavaşlı, hemi de hacı arkadaşı böylesi dost hele hele gadim dost vermesin” deye dova ederimiş Terziler Ovasından yedi dönüm yer satmış taksitden filan vazgeçmiş, hesabı gapatmış. “-vahtıyla bi dönüm yer satsam oynaya galgıya düğün ederdim” derimiş ne bi da(h)a hacı arkadaşının yanına ğetmiş ne de bi daha o sokakdan, geşmiş ne de hacı da olsa basmacılara etibar etmiş bölüm sonu teşekkürler güzelliklere bereket dilerim KÖY DÜĞÜNÜ DEVAM EDECEK EFENDİM [1] katın katın: kat-kat, kat be kat fazlasıyla [2] eski yazı: Arap harfleri [3] urba;düğün için alınan elbiseleri ifade eder [4] Kadim: çok eski, ezelden beri [5] Peygamber pazarlığında taraflar karşı tarafın teklifini kabul eder, bir itimat söz konusudur [6] boni / bono : senet [7] mühlet / müddet : vade |
saygımdasın